15 Temmuz 2016’da ne oldu?
Gülenist mahrem hizmetlerinin planladığını düşündüğüm darbe girişimi, TSK içindeki darbe karşıtları ve halkın sokaklara dökülmesi, darbeye direnmesi ile başarıya ulaşamadan bastırıldı.
Milletin kendilerine emanet ettikleri uçak, tank ve silahları millete karşı kullanan darbeci hainler suçüstü yakalandı. Türkiye'de darbeler tarihi açılmamak üzere kapandı.
'Fetö' Ne idi? Ne oldu?
"Bizden Geçinen Kalleşler
Döner Geri Bizi Taşlar"
(Dertli Divani)
İslam'a hizmet ediyorum, altın nesil yetiştireceğim diye dershaneler, okullar açan ve önderliğini Emekli vaiz Fetullah Gülen'in yaptığı bu topluluk önce hizmet, sonra cemaat, daha sonra camia diye isimlendirildi. Camia görünen bu yüzü ile toplumun büyük çoğunluğundan, siyasilerden, bürokratlardan itibar gördü.
Bu yapının bir de görünmeyen "mahrem yapılanma" dedikleri bir kısmı vardı. Bu kısım benim gözümde devlet kademelerinde görev almak için soruları verebilen, elemanlarının önünü açmak ve kadrolaşmak için insanlara iftira atabilen, yapıya para akışını çoğaltmak için iş adamlarına şantaj yapabilen, insanları fişleyen, nihayetinde darbe girişiminde bulunan bir kısımdı.
Bu topluluğun görünmeyen zararlı mahrem yüzünü gören Devlet, bu yapılanmaya 30 Ekim 2014 tarihli MGK bildirisinde Paralel Devlet Yapılanması dedi. Milli Güvenlik Siyaset Belgesine, “Legal Görünümlü İllegal Yapılar” başlığı altında “Paralel Devlet Yapılanması” adıyla legal görünümlü İllegal Hiyerarşik yapılanma olarak geçirdi. Parelel Devlet yapılanması nihayetinde 15 Temmuz 2016’da kanlı darbe girişiminde bulundu. Bu tarihten sonra gerek toplumda, gerek Devlet kademelerinde Fetö (Fetullahcı Terör Örgütü) adını aldı.
Takiye, yalan, kandırma ile iş yapan ‘Fetö,’ Altın Nesil yerine çift kişilikli insanlar yetiştirdi.
Cumhurbaşkanımızın tabiri ile ihanet, ticaret ve ibadet tabakalarından oluşan Fetö sadece Milleti kandırmak ile kalmadı, ibadet tabakasında olan kendi elemanlarını bile kandırdı. Bence yüzbinlerce insanın mağdur olmasına, fitnenin uyanmasına sebep oldu.
Fetö ile Mücadele
Kanlı darbe girişimi bastırıldıktan ve darbeciler derdest edildikten sonra olağanüstü hal ilan edildi. (Olağanüstü hal 2 yıl sürdü.)
Çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile yargı kararı olmadan yüzbinlerce kişi fetö terör örgütü ile "iltisaklı" olma sebebi ile devlet memurluğu görevlerinden atıldı. Bunlardan bazılarına dava açıldı bazılarına açılmadı.
Yapıya ait gazete, radyo, TV, dernek, vakıf, banka, okulları, öğrenci yurtları kapatıldı. Yapıya ait mallar, malların asıl sahibi olan millete yani hazineye devredildi.
Suç üstü olan darbecilerin ve yapılan operasyonlarla yakalananların yargılanma süreçleri başladı. Fetö operasyonları halen devam etmektedir.
Fetö ile mücadelede yapılan yanlışlıklar.
Fetö ile mücadele de 17-25 Aralık 2013 tarihi milat olarak alındı. Bu tarih ve bu tarihten önce yapı ile iltisaklı olmak suç sayılmadı.
Fetö ile mücadelede yapılan ilk yanlış milat seçimidir. Aklı selim olan herkes bilir ki bu yapıya eskiden sempati duyanlar da dahil milletin büyük büyük çoğunluğu 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu yapının peşinden gitmez. Hal böyle olunca devlet tabanı kazanma yönünde adım atmalı ve Miladı 17-25 Aralık 2013 yerine 15 Temmuz 2016 almalı idi.
İltisaklı olduğu yapının dini cemaat olmayıp darbe yapmaya kalkan terör örgütü olduğunu görerek, kandırıldığını anlayarak gözü açılan, devletine ve milletine bağlılık gösterip darbeye karşı direnen, darbenin bastırılmasında rol alan, darbecileri derdest eden bazı asker şahıslar 2-3 yıl sonra terör örgütü üyeliği ile tutuklandı. Milat 15 Temmuz olsa idi bu kişilerde, 2013 den önce yapı ile iltisaklı olanlar gibi tutuklanmazlardı.
Yargı kararı olmadan insanların işlerinden atılması, içinde keyfilik barındırma riski yüzünden tercih edilmemeli idi. Tercih edildi.
KHK ile işinden atılan bazı kişiler hakkında dava açılmadı, hakkında dava açılanların bazıları beraat ettiği halde işine dönemedi işsiz kaldı.
Suçun ferdilik ilkesi bazı şahıslar için göz önünde bulundurulur iken bazılarında bulundurulmadı.
Kardeşi müebbet hapis alan bir kişi devletin üst kademesinde görev alırken, birinci derece yakını fetöcü diye işinden çıkarılanlar oldu.
Darbede görev alan emir veren generalle, emir alan erler, rütbesi dahi olmayan harp okulu öğrencisine aynı cezayı (müebbet) vermek vicdanlarda adil görünmüyor.
Son sözler
Zararın neresinden dönülse kardır.
Devlet baba değil anne gibi merhametli, şevkatli ve kucaklayıcı olmalı
Devletin dini Adalettir.
-Nurettin Yavuz
