Avrasyacılık Üzerine Mülahazalar (3) / Perinçek ve Neo P.D.A.


Giriş:

Sokakta yürüyoruz. Önümüze gelene “Doğu Perinçek kimdir, sizce nasıl biridir?” sorusunu yöneltiyoruz. Bir tane olumlu cevap alamıyoruz. Bu da yetmiyor çevremizden tanıdığımız kişilere aynı soruyu yöneltiyoruz. Ancak yine de nafile. Hep olumsuz söylemler ve cevaplar.

Aslında maksadım burada bir Doğu Perinçek tarihçesi yazmak değil. Çünkü gerçekten bu kişi cemaatçiler hariç halk tabanında kimsenin önem vermediği ve söylemlerini ciddiye almadığı, siyasetçi olarak hiçbir karşılığı olmayan birisidir.

“Peki neden sevilmiyor?” sorusunun cevabı bizi çok farklı yerlere götürüyor. Herkesin aklına gelen ilk cevap “düne kadar PKK terör örgütü lideri Apo ile çiçekli resimler çektiren adam bugün çıkmış milliyetçilikten bahsediyor” cevabı oluyor. Aslında sadece bu hareketle sınırlı değil yaptığı. Bu yüzden mazisindeki çelişkileri gözler önüne sermek gerekiyor.

Cemaatin Perinçek idaresinde bir grup veya örgütün mevcut olduğu iddiasının aslında boş olmadığı söylenebilir. Yani hem eski kurucusu olduğu P.D.A. hem de yeni Avrasyacılar bu çatı altında kesin bir yargıya varılmış olmasa da örgütlü hareket etmektedir denilebilir. Ortada olan bu grup ise kendilerini Ulusalcı, Avrasyacı, Vatan Partili gibi isimlerle tanımlansa da bu yazıda özetle bunlara Neo P.D.A.cılar demeyi daha uygun buldum. Aslında yazılacak daha çok şey olsa da Perinçek ve Neo P.D.A. bu yazıda Avrasyacılık bazında ele alınmıştır.

F.K.F. DEV-GENÇ, P.D.A. ve İlk Satış

Her şey 1960’tan sonra solcu öğrencilerin kurduğu Fikir Kulüpleri’nin bir yapı olarak F.K.F.(Fikir Kulüpleri Federasyonu) çatısı altında toplanması ve müteakiben 1968 yılında liderliğini Ertuğrul Kürkçü ve Atilla Sarp’ın yaptığı Dev-Genç’e evrilmesiyle başladı. 1968 yılında Doğu Perinçek Dev-Genç genel başkanı oldu. Bu yapı Türkiye’de yaşanan ihtilale tam bir zemin oluşturdu.

Doğu Perinçek 1971 yılında ise yasadışı Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisini (TİİKP) kurdu. İhtilal sonrası bu parti üyeleri hakkında arama kararı çıkartıldı. Birçoğu tutuklandı veya çatışmalarda öldü. Yine aynı grubun üyeleri olan Mahir Çayan ve Mihri Belli ile 1970 yılında ters düşen Perinçek ilk kez bu tarihte Proleter Devrimci Aydınlık (P.D.A.) grubunu kurdu.

P.D.A kitlesi solculuk ve komünizm algılarında farklı tutumlar sergilemeye başladı. Her ne kadar komünizm denince akla Sovyet Rusya gelse de P.D.A.cılar aslen Mao’nun izinde ilerliyorlardı. Bu minvalde hareket eden ve sözde solcu olan yapı sol kesime ilk golü 1981 yılında atmıştır. O dönem hapishanede bulunan Perinçek ve P.D.A.cılar, Kenan Evren’e bir şema çizerek, TİİKP’nin Kenan Evren ile aynı çizgide olduğunu iddia edip kendi sözleri ve Kenan Evren’in sözlerini yan yana koyup, cuntadan serbest kalmalarını talep etmiştir. O kadar ölen solcunun ve yaşanan askeri müdahalenin karşısında örgütlenmenin neticesinde, bir şema yardımıyla tüm bu sol camiayı satmıştır. Özellikle şemada bulunan aşağıdaki söz gerçekten solcu kesime “acaba bu kadar çileyi biz neden çektik?” dedirtir cinstendir.

“Rus sosyal-emperyalizmi, bölgenin tek efendisi olmak amacıyla Türkiye ile Kıbrıs ve Yunanistan arasındaki çelişmeleri şiddetlendirmek için her tülü manevrayı çevirmekte, Türkiye ile bu ülkeler arasında savaş kışkırtmaktadır.”(TİİKP 1. Kongre Belgeleri, s. 43)”

ABD ile mücadele eden, 6.Filo’yu denize döken, Emperyalizm karşısında direnen solcuların meğer düşmanı ABD değil de Ruslarmış. Şaka gibi bir şeydi bu. Solculara ilk kazığıydı Perinçek’in ancak fikri yapıdan önceki dönemde söyledikleri tam bir garabetti. Birden kendi tabiriyle faşist dediği kişiler gibi davranmaya başlamıştı. 1980 yılında tutuklanan Perinçek 1985 yılında serbest bırakıldı. Halbuki 1974 yılındaki TİİKP Savunmasında, Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını, Kürtlerin devlet kurma hakkı olduğunu, Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu vurguluyordu. 1981 yılından sonra açıklamalar ise tam bir ABD yanlısı hale gelmişti. Yapılan darbenin dahi altında Rusların propagandasının olduğunu ve ABD’nin suçsuz olduğunu savunuyordu.

Bunlar da yetmedi 2002 yılında Perinçek kendi ifadesiyle o dönemin solcularını kendisinin ifşa ettiğini ve bununla gurur duyduklarını, çünkü bu solcuların milli bağımsızlığa gölge düşürdüklerini söyledi. Aslında iş tam da burada karışıyordu. Yani bir örgütü kur içerisinde hiyerarşik yapı ile organize suç işle, ondan sonra kendi yolundan gidenlere bunlar milli birliğe aykırılar de. İçinde bulunduğumuz dönemin sözde üst düzey Gülen cemaatinin bazı yönetici ve gazetecilerinin tavırlarına ne kadar da benziyor. Bu olaylardan sonra Perinçek ve P.D.A. solcular nazarında bile “ajan” olarak addedilmeye başladı. Gerçekten de ajanlık faaliyetine çok benziyordu bunlar.

Kendisini devrimci halkçı ve emek sömürüsünden bahseden birisi olarak tanımlayan Perinçek’in konuşmalarını dinleseniz inşaatlarda yıllarca çalışmış bir kişi tanımlarsınız. Ancak ailesi gayet bürokrat bir kökendendir. Annesi emekli bir tümgeneralin kız kardeşidir. Babası ise Adalet Partisinde milletvekilliği yapmış sıkı bir Menderes hayranıdır.

Sırtını Pkk’ya Dayama

1987 yılında 2000’e Doğru Dergisini çıkartmaya başlayan Perinçek, milli bağımsızlık söyleminden tekrar illegal bir yapıya dönmüştür. Yayımladığı dergi sanki PKK terör örgütünün bir medya organı gibi hareket etmeye başlamıştır. Attığı manşetler bile buram buram PKK propagandası kokmaktadır. Bazı manşetler aşağıdadır;

· “Öldürülen PKK gerillaları efsaneleşiyor, kimse öldüklerine inanmıyor. (24 Eylül 1989)”

· Türk askerleri Cudi de kimyasal silah kullanıyor (23.Temmuz 1989)

· PKK kamp komutanları anlatıyor: Hedefimiz çocuklar değil (3 Aralık 1989)

Yine bu çılgınca PKK savunuculuğu yaptığı dönemde 1989 ve 1991 yıllarında Apo ile iki kez görüşmüştür. O resimler Türk Halkının aklından çıkmamış ve yıllarca Perinçek’in bir “hain” ve “ajan” olduğu imajını halkın kafasına yerleştirmiştir. Halbuki Evren döneminde milli bağımsızlığımızı koruduğunu söylemekte ve milliyetçi söylemlerde bulunmaktadır.


Perinçek, Avrasya ve Neo P.D.A.

Özellikle Gülen cemaati taraftarları tarafından gündeme çokça getirilen bir kişidir Doğu Perinçek. Hatta Yaşar Büyükanıt ve Tayyip Erdoğan’ın yaptığı bir görüşmeye Perinçek’in katıldığını da iddia eden bir cemaatçi kitle mevcuttur. Bu görüşmede henüz ortada cemaat hükümet çatışması yokken burada bu üçlünün planlar yaptığı da sıkça dillendirilmiştir. Gerçeklik derecesi zayıf olan bu iddia üzerinde çokça durmaya gerek yok.

Cemaatin baş düşmanı olan Avrasyacılar ya da kendi ifadeleriyle Ergenekoncular için Doğu Perinçek’in önemi değerlendirilecek olursa ortaya daha farklı bir tablo çıkmaktadır. Şöyle ki; Alexander Dugin (günümüzün Avrasyacılık temsilcisi) “İnsanlığın Ön Cephesi Avrasya” isimli kitabında Perinçek’ten bahsetmiştir. Bozulan Türkiye ve Rusya ilişkilerinin düzelmesinde geniş rol oynadığını, Türk hükümeti ile diyaloğu Perinçek sayesinde geliştirdiklerini anlatmaktadır. Bu noktadan bakıldığında Perinçek’in o kadar da azımsanacak ve alay edilecek bir durumu olmadığı doğrudur. Türk Halkı tarafından sevilmese de Avrasyacılar için önemli bir kişiliktir.

Yine Alexander Dugin aynı kitabın başka bir yerinde bir Avrasyacı’yı gölgelerde gezen, kimliğini belli etmeyen, karışıklık zamanında birden ortaya çıkıp kahramanca gereğini yapan, ancak daha sonra tekrar gölgesine çekilen isimsiz kişiler olarak tanımlamaktadır.

Burada cemaatin Perinçek idaresinde bir grup veya örgütün mevcut olduğu iddiasının aslında boş olmadığı söylenebilir. Yani hem eski kurucusu olduğu P.D.A. hem de yeni Avrasyacılar bu çatı altında kesin bir yargıya varılmış olmasa da örgütlü hareket etmektedir denilebilir. Ortada olan grup ise çeşitli isimlerle tanımlansa da bu yazıda özetle bunlara Neo P.D.A. demeyi daha uygun buldum.

Daha önceki yazılarımda Avrasyacılığın kriterlerini sıralamıştım. Bunlardan bir tanesi milliyetçi kavramlara ve geçmişten gelen adetlere sarılmaktır. Aynı çatı dahilinde hareket eden ortalama bir Neo P.D.A ideolojisine sahip insandan sıkça şu sözleri duymanız kesinlikle kaçınılmazdır.

· “Vatan hainlerine hadleri bildirilecek”

· “Dış güçlerin oyunlarıyla ülkemizi bölmeye çalışan terörist sevicilere gereken yapılacak”

· “Biz vatansever olarak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyucuları olarak 1 dolara vatan satan alçaklara taviz vermeyeceğiz”

· “Bize karşı olanlar kurtuluş savaşında Yunan tarafını tutan hainler gibidirler”

Bu görüşü söyleyen herkes bir Neo P.D.A. taraftarıdır demek gibi bir niyetim yok. Ama bu ideolojideki kişilerin bu sözleri söylememe ihtimali de zayıftır. Her ne kadar Perinçek “tarikatların ve cemaatlerin kökünü kazıyacağız” dese de Neo P.D.A. için şu an sadece Gülen cemaati tehlike arz etmekte, tarikatlar ise bir eğlence malzemesi gibi anlatılmaktadır. Neo P.D.A. fikrini benimsemiş Türk Silahlı Kuvvetlerinde, emniyette ve adli mercilerde kişiler olabilir.

Daha önce illegal bir yapıya yakından şahit olmuş bir kişi olarak iddiam şudur ki devlet içerisindeki hiçbir yapıya müsaade etmemelidir. Ne kadar legal de olsa bir gün elbet illegale evrilecektir. Söylemlere asla kanaat edilmemelidir. Çünkü cemaat de söylem olarak “vatan evladı devlete sızmaz, devlet zaten onlara aittir” diyerek başlamış ancak olayın nerelere geldiği görülmüştür.

Eski Üsteğmen Emir Yıldız
Twitter: @ideacrimina

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski