Yurt Dışından Konuşmak Kolay… Gülen Neden Türkiye’ye Dönmüyor?

Yurt dışında olup da, Türkiye’deki insanların yaşanan hadisler karşısında duruşlarını eleştiren The Cemaat mensuplarına şu soruyu sormak istiyorum: Neden gelip de aynı eleştiriyi TR’de yap(a)mıyorsunuz? 



Söyleyemediğiniz cevabı ben söyleyeyim: KORKUYORSUNUZ. 

Müsaadenizle, biraz felsefe yapacağım. 
İnsan dünyaya geldiğinde ilk aktif olan ve yaşadığı sürece de en baskın olan duygu korkudur. 
Bebek ana rahminden tanımadığı bir ortama gelmiştir. Önce korkuyla, sonra sevgiyle tanışır. Anne korkuya karşı sevgi verir ve daha sonra, bunlarla birlikte diğer duygular inkişaf eder… 
Ve insan yaşadığı müddetçe sevdiği ve sahip olduğu şeyleri kaybetme korkusu ile yaşar. 
Neyi çok seviyorsa, en çok onu kaybetmekten korkar. Yasa böyledir… 
Bu yasa evrenseldir. Her yerde de geçerlidir. 


Bu girişi neden yaptım? 
  
Yurtdışından TR’deki iktidarı eleştiren yazılar yazanların önüne bir soru ve onlarca cevap şıkkı koyalım. 
Soru şu: “Neden, yurtdışında yazıp, konuştuklarınızı gelip de TR’de seslendirmiyorsunuz?” 
A şıkkında “Başıma geleceklerden korktuğum için” şıkkı var. Sonra diğer şıklar… 
A şıkkı dışında bütün şıklar yanlış olacak... 
  
Ben korkmayı yadırgamıyorum, korkanı “ezik veya korkak” diye de aşağılamıyorum. Yazıya yaptığım girişte “korkunun” en temel insani refleks olduğunu ifade ettim. 
Benim yadırgadığım kendileri korktukları için TR’ya dönmeyen, The Cemaat mensuplarının, TR’de baskılar karşısında sessiz kalan insanlara laf etmeleri… 
Benim yadırgadığım, TR’deki cezaevlerine Medrese-i Yusufiye diyen, orada yatanları göklere çıkaran, onlara “her şeye rağmen dönmeyen, satmayan dava adamı” diyen ama oraya girmemek için yurt dışına kaçanlar… 

Benim yadırgadığım TR724’de TR’deki yandaş gazetecilere gazetecilik dersi verirken, Gülen’in karşısına geçip bir tek soru soramayanlar… 
Buradan The Cemaat mensuplarına sesleniyorum, eğer TR’deki mazlumları ve mağdurları zerre kadar düşünüyorsanız “SUSUN!” Susmanız hizmet olacak. 
Varlığınız ve konuşmanız “var olan tehdit algısını” beslemekten “henüz tehlike daha geçmedi” diyenleri haklı çıkarmaktan başka bir işe yaramıyor. 

Bu gerçeği göremiyor musunuz? Bence görüyorsunuz. Ama The Cemaat’in varlığını sürdürmek için pazarlayacak başka bir şeyi de kalmadı. 
  
    Yeni okul yapalım, 
    Yeni yurt yapalım, 
    Yeni kültür merkezleri kuralım, 
    Gazetenin ve dergilerin tirajını arttıralım 
    Yeni abone bulalım, 
    … 
Bu gibi “ürünlerin”, artık pazarda bir alıcısı yok. Bugünlerde pazarda en iyi giden ürün “mağdurlara yardım”. 

O mağdurların içinde acaba yurt dışında; mesela Almanya’da; mesela Berlin’de, Münih’te, Frankurt’ta maaşını düzenli alamadığı için mağdur olan “İl hadimleri/abileri” de var mı? 

Mağdurlara yardım konusu istismara açık bir konu; “Gerçek mağdurlara yardım üzerinden, hala “hizmetin” sırtından geçinen “hadimlere” yardım ediliyor mu sorusu” da çok sorulan sorulardan biri… 
  
Bu konunun detaylarını merak edenler Prof. Önder Aytaç’ın twitlerine bakabilir (Link: https://twitter.com/ProfOnderAytac/media) 

Benim asıl sorum şu: Gülen neden TR’ye gel(e)miyor? 

Kimin ne kadar ömrü var, Allah bilir. Ama en yaşlıdan başlayarak sıralı sisteme göre gidersek, Gülen 80 yaşının altındakilerden önce gidecek diyebiliriz. 
  
Liderler ölürken iki seçenekleri vardır. Ya izzetle ölürler, ya da zilletle… 

Gülen için de bu dünya da iki son var. (Bunu bilmek keramet falan değil) 

Kalan ömrünü: 

    Ya sürekli kendisine tabandan gelen sorulardan kaçarak, 
    Ya gerçek gazetecilerin karşısına çıkmayarak, 
    Ya Adil Öksüz’ü tanımam gibi yalanları tekrar ederek, 
    Ya AKP’nin iktidardan gitmesini bekleyerek geçirecek… 
  
Ya da kalan ömründe, 

    TR’ye dönecek, 
    Bildiği her şey mahkemede anlatacak, 
    “Bütün bu olanlarda bir suçlu arıyorsanız, bütün suç benim ve yakın çevremindir. Tabanın bunda hiçbir     suçu yok beni alın onları bırakın” diyecek, 
    Veya bazıların dediği gibi işkence görecek, 
    Veya Cezaevinde ölecek… 

Şimdi hala Gülen’i sevenlere soruyorum: 

    Liderinizin hangi halde ahirete gitmesini istersiniz? 
    Hangi halde Allah’ın huzuruna gitmesini onun lehine olacaktır? 
    … 

Ey The Cemaat mensupları: Eğer TR’deki mağdur ve mazlumlara bir iyilik yapmak istiyorsanız. Lütfen Susun! 

Daha büyük bir iyilik yapmak istiyorsanız: “Onların suçu yok. Asıl suçlu biziz” deyin ve TR’ye dönün! 

Bunları yapmadığınız müddetçe varlığınız onlara zarar verecek, varlığınız onlara zarar vermek isteyen insanların sürekli bahanesi olacak. 

Deniz TAVACI 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski