Aşağıdaki notlar cemaatin Twitter’da çok popüler üst düzey yöneticilerinin birisinden bir dostuma, ondan da bana ulaştı. Her ikisinin ismi bende saklı, ama burada paylaşmakta bir maslahat görmüyorum.
Bu notlar cemaati uzun süredir tanıyanlara şaşırtıcı gelmeyecektir. Ama hala bundan 5-10 yıl önce kullandıkları argümanlara sarılıyor olmaları, kendi tabanlarını çoktan modası geçmiş olması gereken bu tür öngörülerle motive etmeye çalışmaları cemaatin iç dinamiklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını göstermek açısından önemli. Öyle görünüyor ki, son beş yıldan hiçbir ders çıkarmamışlar. Dış dünyaya verdikleri “bundan böyle modern dünyanın değerlerini benimsiyoruz” mesajı içselleştirilememiş ve sadece bir makyajdan ibaret kalmış.
Bu notlarda beni rahatsız eden noktaların başlıcalarını su şekilde sıralayayım:
· Gelecekten haber verme alışkanlığı dini açıdan sorunsallığına rağmen bütün hızıyla devam ediyor.
· Şu an cezaevinde olanları çıktıktan sonra hala cemaat ferdi olarak devam ettirme istek ve uğraşısı var.
· Kendilerini Hakk’in ve Hz. Muhammed’in tarafına, karşılarında olanlarını da İslam düşmanlarının yanına layık görüyorlar. Süreçle ilgili hiçbir sorumluluk almıyorlar. Yanlış yaptıkları hiçbir şeyin olmadığını iddia ediyorlar.
· Başrolüne Peygamberleri koydukları rüya ve yakazalar hala kullanımda. Rüyalı hikayelerin gözden düşmeye başladığını fark etmiş olmalılar ki bu konuda uyarılarda bulunmayı ihmal etmiyorlar.
· Aklı başında herkesin kendi taraflarında olduğu yanılgısı hala devam ediyor. Kendilerine dış dünyada gösterilen sahte teveccühün “düşmanımın düşmanı dostumdur” kaidesinden kaynaklandığını hala idrak edememişler.
· “Gelecek sizindir” ve “dini ayağa kaldırma görevi hala sizde” söylemlerinden ödün vermiyorlar. Bu sahte müjdelerle tabanı bir arada tutma çabası içindeler.
Beni bu notları paylaşmaya iten en önemli iki nedenden birisi, bunları okuduğu zaman hala inanabilecek tabandan bazılarının bu yazıyla ilgili tartışmaları görüp aydınlanmaları olasılığı.
İkincisi ise, bu tür manipülatif notları taraftarlarını motive etmek adına kullanmayı proaktif olarak bırakmaya yanaşmayan cemaati, reaktif olarak da olsa bırakmaya ikna etmek.
Aşağıdaki notları elime ulaştığı şekilde noktasına virgülüne dahi dokunmadan sizlerle paylaşıyorum:
------------------------------------------------------------------------------------------
*Arkadaşlar bir anda olayların içinde bulacaklar kendilerini. Bu mesele bir anda bitmeye başlayacak. Üstad Hazretlerinin eserlerde de belirttiği üzere, bunlar seçimle falan gitmeyecekler. Ani bir toplumsal olayla başladıkları bu zulüm ve tahrip süreci yine karşılarına çıkacak ani olaylarla bitecek.
Bu sebeple arkadaşlarımız, nasıl hazırlık yapılması gerekiyorsa öyle hazır olmalılar ki hızla kaldıkları yerden imar ve onarıma koşsunlar. Vazife çok çetin ve çetin bir iş yükü sizi bekliyor. Yakın geleceğin bu ağır işlerini uzmanlar çözecekler. Ve fark etmeseler de onlar şu anda cezaevlerinde bunun eğitimini alıyorlar. Kapasitelerini vazifeye koştuklarında görecekler.
*Arkadaşlarımız kimseye gönül koymasın. Bizim rehberimiz Efendimiz (sav). O (sav) Utbe’ye ve Şeybe’ye bile gönül koymamıştı. Onların çocuklarının içinden İslâm’a hizmet edenler çıktı. Bugün de aynı durumla karşı karşıya olduğumuzdan hiç şüpheniz olmasın. Bugün size bu zulmü reva görenlerin, sessiz kalanların çocuklarının da dine hizmet ettiklerini göreceksiniz. Kur’an-ı Kerim’de “….kötülüğün karşılığı, ona denk bir cezadır. Bununla beraber kim affeder ve böylece düşmanlığı sona erdirip barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah’a aittir. Doğrusu O, zâlimleri hiç sevmez.” (Şûrâ-43) buyrulur.
* Haksızlıklara karşı hukukî mücadele ayrı bir husustur ve o muhakkak yapılmalıdır. Allah’ın, Efendimizi’in (sav) hakkı ve Allah’ın dinine yapılanların hesabını elbette Allah görecektir. Bu bizim işimiz değil. Ama sizler kalplerinizi affetmeye hazır hale getirmelisiniz. Bu böyle devam eder gider sanmayın. Tarih şahittir ve yine sizler de şahit olacaksınız; zulüm, zulmedenleri de önüne katar götürür, bunları da tarihte olmadığı şekliyle götürecektir Allah’ın izni ve inayetiyle.
*(Özellikle son aylarda Hz. İsa’nın (as) rüyalarda çok görülmeye başladığı haberleri gelmekte. Hristiyanların samimi ve önde gelen ruhanilerinin de bu rüyaları gördüğüne dair bilgiler ve rüyaların neler olduğu kendisine aktarılmakta). Bu enkazın kaldırılmasında ve yeniden dünya çapında bir dirilişin olmasında hakiki İseviler çok faydalı olacak ve oluyorlar da. Hatta bu konuda, önde gelen birisinin rüyasına teşriflerinde “Benim sâfî (isevî) ümmetimle birlikte bunu kaldıracaksınız, yardım edeceksiniz” sözlerini birkaç kez ifade etmiştir. Özellikle şu on onbeş gündür bana bu şekilde hayli rüya aktarılmakta.
*Özellikle ABD’de bazı Hristiyan cemaatinin önde gelenleri, rahipleri ve papazları bir kısım rüyalar gördüklerinden bahisle HE’ye ziyaretlerini arttırmışlar. Bu durum gün geçtikçe artar hale gelmiş.
*Yurtdışında bu meseleye destek yüzde 10-15 iken şu anda yüzde 80-90’ları buldu. Tüm dünya neredeyse kabul etti, bağrını açtı ve adeta “gelin artık beraber insanlığa hizmet edelim” diyor.
*Sizler, İslâm’ın aziz onurunu kurtardınız. İslam’ın dırahşan çehresine sürülmek istenen lekeye Allah sizin elinizle izin vermedi. Bu çok büyük bir lütuf, çok büyük bir hizmettir.
*Onlar zarar verdikleri vehmine kapsın dursunlar. lî kervan, her gün katlanan bir hızla yoluna devam etmekte.
*Arkadaşlarınızdan birisi (kendisiymiş) inkisar içinde, iki büklüm Rabbine dua ederken, Efendimiz ruhaniyeti ile karşısında temessül ediyor ve “kalk, yeniden başlamaya hazır mısınız?” Allah bir kez daha bu davayı sizin omuzlarınıza yükledi” buyurdu. Bu kaçıncı… aklımızdan geçen ve tir tir titrediğimiz “ya bu yüce dava bizden alındıysa?” endişesi, yerini tekrar kolları savama ve Pîr-i Muğan’ın beyanıyla “keçeli yeniden başlıyoruz” hakikatine çevirdi. Ne kadar şükretseniz azdır.
*Dünyanın dört bir yanına çeyrek asırda, 25 yıl gibi kısa bir sürede nasıl dağıldınız. Yollarınız nasıl açıldı ve nasıl hüsn-ü kabul gördünüz, Allah neler lütfetti hepiniz biliyorsunuz. Bunları hiç birimizin dehası ile olmadığı gibi, yine bu meseleden çıkışta sizin dehanızla olmayacak. Allah bir kez daha kudreti ve lütfu ile bu meseleyi dünyanın dört bir yanına ışıl ışıl yayacak. Mesele, Allah’ın va’di gerçekleşirken siz bu işin neresinde olacaksınız? Onun hazırlığı ve gayreti olmalı.
*İnsanların şimdiki hallerine bakmayın. Bu durum sizi hem yanıltmasın hem de ümitsizliğe sevketmesin. Yarın hemen hepsinin yığın yığın (Fevc fevç- Nasr suresi) size geldiklerini göreceksiniz. Her şey ayan beyan ortaya çıkıp, kimin ne olduğunu gördüklerinde “eyvah, yanlış yapmışız” diyecek ve size gelecekler. Siz yerlerinizde durun, uzaklaşmayın ki mesafe iki kat uzamasın ve dönüşleri daha kolay olsun. Efendimiz’den (sav) bunu gördük bunu öğrendik. Rehber-i Ekmel öyle yapmışsa biz kim oluyoruz?
*Zannetmeyin ki rüyalar sadece görenin ruh dünyasının bir yansıma hâli. Bu hususta Efendimiz’in mübarek beyanları bir hayli çok ve hepimiz biliyoruz ki ahir zamanda rüyaların etkisi çok olacak. Rüyalarda nice işaret ve semboller vardır ve işin erbâbı anlayabilir. Bu sebeple “rüyada şöyle idin neden olmadı, benzeri sorgulamalara girmemek lazım. Yoksa, Allah Rasulü’nün beyanlarına karşı çıkmış olursunuz. En zor sabırlardan birisi de zamanın çıldırtıcılığına karşı sabırdır. Her şeyin bir haml müddeti vardır. Allah zaman ve mekândan münezzehtir. Size çok uzun gelen zamanların Allah katında hiç hükmü olmaz. Takdir edilen vakit ne zaman ise doğum o zaman gerçekleşir. Böyle dönemlerde zor imtihanlardan birisi de budur.
------
Don Kişot
Bu notlar cemaati uzun süredir tanıyanlara şaşırtıcı gelmeyecektir. Ama hala bundan 5-10 yıl önce kullandıkları argümanlara sarılıyor olmaları, kendi tabanlarını çoktan modası geçmiş olması gereken bu tür öngörülerle motive etmeye çalışmaları cemaatin iç dinamiklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını göstermek açısından önemli. Öyle görünüyor ki, son beş yıldan hiçbir ders çıkarmamışlar. Dış dünyaya verdikleri “bundan böyle modern dünyanın değerlerini benimsiyoruz” mesajı içselleştirilememiş ve sadece bir makyajdan ibaret kalmış.
Bu notlarda beni rahatsız eden noktaların başlıcalarını su şekilde sıralayayım:
· Gelecekten haber verme alışkanlığı dini açıdan sorunsallığına rağmen bütün hızıyla devam ediyor.
· Şu an cezaevinde olanları çıktıktan sonra hala cemaat ferdi olarak devam ettirme istek ve uğraşısı var.
· Kendilerini Hakk’in ve Hz. Muhammed’in tarafına, karşılarında olanlarını da İslam düşmanlarının yanına layık görüyorlar. Süreçle ilgili hiçbir sorumluluk almıyorlar. Yanlış yaptıkları hiçbir şeyin olmadığını iddia ediyorlar.
· Başrolüne Peygamberleri koydukları rüya ve yakazalar hala kullanımda. Rüyalı hikayelerin gözden düşmeye başladığını fark etmiş olmalılar ki bu konuda uyarılarda bulunmayı ihmal etmiyorlar.
· Aklı başında herkesin kendi taraflarında olduğu yanılgısı hala devam ediyor. Kendilerine dış dünyada gösterilen sahte teveccühün “düşmanımın düşmanı dostumdur” kaidesinden kaynaklandığını hala idrak edememişler.
· “Gelecek sizindir” ve “dini ayağa kaldırma görevi hala sizde” söylemlerinden ödün vermiyorlar. Bu sahte müjdelerle tabanı bir arada tutma çabası içindeler.
Beni bu notları paylaşmaya iten en önemli iki nedenden birisi, bunları okuduğu zaman hala inanabilecek tabandan bazılarının bu yazıyla ilgili tartışmaları görüp aydınlanmaları olasılığı.
İkincisi ise, bu tür manipülatif notları taraftarlarını motive etmek adına kullanmayı proaktif olarak bırakmaya yanaşmayan cemaati, reaktif olarak da olsa bırakmaya ikna etmek.
Aşağıdaki notları elime ulaştığı şekilde noktasına virgülüne dahi dokunmadan sizlerle paylaşıyorum:
------------------------------------------------------------------------------------------
*Arkadaşlar bir anda olayların içinde bulacaklar kendilerini. Bu mesele bir anda bitmeye başlayacak. Üstad Hazretlerinin eserlerde de belirttiği üzere, bunlar seçimle falan gitmeyecekler. Ani bir toplumsal olayla başladıkları bu zulüm ve tahrip süreci yine karşılarına çıkacak ani olaylarla bitecek.
Bu sebeple arkadaşlarımız, nasıl hazırlık yapılması gerekiyorsa öyle hazır olmalılar ki hızla kaldıkları yerden imar ve onarıma koşsunlar. Vazife çok çetin ve çetin bir iş yükü sizi bekliyor. Yakın geleceğin bu ağır işlerini uzmanlar çözecekler. Ve fark etmeseler de onlar şu anda cezaevlerinde bunun eğitimini alıyorlar. Kapasitelerini vazifeye koştuklarında görecekler.
*Arkadaşlarımız kimseye gönül koymasın. Bizim rehberimiz Efendimiz (sav). O (sav) Utbe’ye ve Şeybe’ye bile gönül koymamıştı. Onların çocuklarının içinden İslâm’a hizmet edenler çıktı. Bugün de aynı durumla karşı karşıya olduğumuzdan hiç şüpheniz olmasın. Bugün size bu zulmü reva görenlerin, sessiz kalanların çocuklarının da dine hizmet ettiklerini göreceksiniz. Kur’an-ı Kerim’de “….kötülüğün karşılığı, ona denk bir cezadır. Bununla beraber kim affeder ve böylece düşmanlığı sona erdirip barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah’a aittir. Doğrusu O, zâlimleri hiç sevmez.” (Şûrâ-43) buyrulur.
* Haksızlıklara karşı hukukî mücadele ayrı bir husustur ve o muhakkak yapılmalıdır. Allah’ın, Efendimizi’in (sav) hakkı ve Allah’ın dinine yapılanların hesabını elbette Allah görecektir. Bu bizim işimiz değil. Ama sizler kalplerinizi affetmeye hazır hale getirmelisiniz. Bu böyle devam eder gider sanmayın. Tarih şahittir ve yine sizler de şahit olacaksınız; zulüm, zulmedenleri de önüne katar götürür, bunları da tarihte olmadığı şekliyle götürecektir Allah’ın izni ve inayetiyle.
*(Özellikle son aylarda Hz. İsa’nın (as) rüyalarda çok görülmeye başladığı haberleri gelmekte. Hristiyanların samimi ve önde gelen ruhanilerinin de bu rüyaları gördüğüne dair bilgiler ve rüyaların neler olduğu kendisine aktarılmakta). Bu enkazın kaldırılmasında ve yeniden dünya çapında bir dirilişin olmasında hakiki İseviler çok faydalı olacak ve oluyorlar da. Hatta bu konuda, önde gelen birisinin rüyasına teşriflerinde “Benim sâfî (isevî) ümmetimle birlikte bunu kaldıracaksınız, yardım edeceksiniz” sözlerini birkaç kez ifade etmiştir. Özellikle şu on onbeş gündür bana bu şekilde hayli rüya aktarılmakta.
*Özellikle ABD’de bazı Hristiyan cemaatinin önde gelenleri, rahipleri ve papazları bir kısım rüyalar gördüklerinden bahisle HE’ye ziyaretlerini arttırmışlar. Bu durum gün geçtikçe artar hale gelmiş.
*Yurtdışında bu meseleye destek yüzde 10-15 iken şu anda yüzde 80-90’ları buldu. Tüm dünya neredeyse kabul etti, bağrını açtı ve adeta “gelin artık beraber insanlığa hizmet edelim” diyor.
*Sizler, İslâm’ın aziz onurunu kurtardınız. İslam’ın dırahşan çehresine sürülmek istenen lekeye Allah sizin elinizle izin vermedi. Bu çok büyük bir lütuf, çok büyük bir hizmettir.
*Onlar zarar verdikleri vehmine kapsın dursunlar. lî kervan, her gün katlanan bir hızla yoluna devam etmekte.
*Arkadaşlarınızdan birisi (kendisiymiş) inkisar içinde, iki büklüm Rabbine dua ederken, Efendimiz ruhaniyeti ile karşısında temessül ediyor ve “kalk, yeniden başlamaya hazır mısınız?” Allah bir kez daha bu davayı sizin omuzlarınıza yükledi” buyurdu. Bu kaçıncı… aklımızdan geçen ve tir tir titrediğimiz “ya bu yüce dava bizden alındıysa?” endişesi, yerini tekrar kolları savama ve Pîr-i Muğan’ın beyanıyla “keçeli yeniden başlıyoruz” hakikatine çevirdi. Ne kadar şükretseniz azdır.
*Dünyanın dört bir yanına çeyrek asırda, 25 yıl gibi kısa bir sürede nasıl dağıldınız. Yollarınız nasıl açıldı ve nasıl hüsn-ü kabul gördünüz, Allah neler lütfetti hepiniz biliyorsunuz. Bunları hiç birimizin dehası ile olmadığı gibi, yine bu meseleden çıkışta sizin dehanızla olmayacak. Allah bir kez daha kudreti ve lütfu ile bu meseleyi dünyanın dört bir yanına ışıl ışıl yayacak. Mesele, Allah’ın va’di gerçekleşirken siz bu işin neresinde olacaksınız? Onun hazırlığı ve gayreti olmalı.
*İnsanların şimdiki hallerine bakmayın. Bu durum sizi hem yanıltmasın hem de ümitsizliğe sevketmesin. Yarın hemen hepsinin yığın yığın (Fevc fevç- Nasr suresi) size geldiklerini göreceksiniz. Her şey ayan beyan ortaya çıkıp, kimin ne olduğunu gördüklerinde “eyvah, yanlış yapmışız” diyecek ve size gelecekler. Siz yerlerinizde durun, uzaklaşmayın ki mesafe iki kat uzamasın ve dönüşleri daha kolay olsun. Efendimiz’den (sav) bunu gördük bunu öğrendik. Rehber-i Ekmel öyle yapmışsa biz kim oluyoruz?
*Zannetmeyin ki rüyalar sadece görenin ruh dünyasının bir yansıma hâli. Bu hususta Efendimiz’in mübarek beyanları bir hayli çok ve hepimiz biliyoruz ki ahir zamanda rüyaların etkisi çok olacak. Rüyalarda nice işaret ve semboller vardır ve işin erbâbı anlayabilir. Bu sebeple “rüyada şöyle idin neden olmadı, benzeri sorgulamalara girmemek lazım. Yoksa, Allah Rasulü’nün beyanlarına karşı çıkmış olursunuz. En zor sabırlardan birisi de zamanın çıldırtıcılığına karşı sabırdır. Her şeyin bir haml müddeti vardır. Allah zaman ve mekândan münezzehtir. Size çok uzun gelen zamanların Allah katında hiç hükmü olmaz. Takdir edilen vakit ne zaman ise doğum o zaman gerçekleşir. Böyle dönemlerde zor imtihanlardan birisi de budur.
------
Don Kişot
