Anadolu’nun bir kasabasından kendisini yetiştirmiş devletin bursuyla okumuş, Polis ya da Savcı olmuş bir kişisiniz. Hayatınız boyunca en ufak bir disiplinsizliğinin, suçunuz olmamış. Tamamen kanunlara bağlı olarak halkınız için canla başla görevinizi yapmışsınız. Kendinizi imkanlarınız ölçüsünde mesleğinizde geliştirmiş, hiçbir siyasi parti ya da grupla ilişki kurmamış, tek ölçüsü hukuk olan torpilsiz, rüşvetsiz, siyasilerle ilişkiye girmeyen, ayrımcılık yapmayan, şeffaf birisiniz.
Emniyet istihbarat İtalya’daki bir şirketinden (Hacking Team) devletin kasasından yüklü bir miktar para ödeyerek hack programı alıyor. Nasıl üst düzey silah teknolojilerini başka devletlerdeki şirketlerden satın alıyorsunuz bu da öyle, asla bireylere gruplara satılmayan tamamen devletlere satılan üst düzey teknolojiler.
Satın alınan program hiçbir iz bırakmadan kişinin cihazına sızabilen, içindeki her türlü bilgiyi size aktaran, kamerasını ve mikrofonunu da aktif hale getiren bir zero-days saldırısı imkânı sağlıyor.
Bilenler bilir zero-days saldırısını Amerika da İran’ın Nükleer santralini yavaşlatmak için kullanmıştı. Sıradan grupların asla kullanamayacağı, zero-days virüslerinin en ucuzu yarım milyon dolardan başlar…
2013 yılında ABD vatandaşı bir kadının mailine Harvard’lı bir profesörden mail geliyor. Kadın maili açmıyor, çünkü mail adresi “harvard.edu” ile bitmesi gerekirken “harward.edu” ile bitiyor. Kadın şüpheleniyor ve uzman bilişimcilere bu maili inceletiyor. Maili inceleyen uzmanlar öyle basit bir virüs olmadığını sadece devletlerin kullanabileceği bir virüs olduğunu söylüyorlar ve İtalyan bir şirketin bu programı ürettiğini belirtiyorlar. Gözler İtalya’daki şirkete çevriliyor, şirket demokratik ülkelere bu virüsleri sattığını, satarken buna çok dikkat ettiklerini, virüsün sürekli güncellemeye ihtiyaç duyduğunu, aksi halde virüs programları tarafından tespit edildiğini, yaptıkları anlaşmaya göre devletler şartlarını yerine getirmezse virüsü onlar için bu şekilde güncellemeyerek iptal ettiklerini belirtiyor. Ayrıca Nato’nun kara listeye aldığı hiçbir ülkeye bu virüsü satmadıklarını da belirtiyor.
Virüs daha önce de uzmanlar tarafından keşfedilmiş, nerde mi? Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri kendi muhalif vatandaşlarını izlemeye çalışırken…
Tabi bu durum bu iki ülkenin rezil olmasına neden olmuş. Ve şirket bu konuda isim vermese bile gelen baskıyla anti demokratik ülkelere bu virüsleri satmıyoruz diyor. Medyadan gelen baskıyla bu ülkelerin de kara listeye eklediğini iddia ediyor.
Peki ama Nato’nun en güçlü ülkelerinden biri böyle bir dijital silahı kayıp mı edecek? Türkiye’de kara listeye dahil edildi mi? Açıklama yok…
Mailin içindeki virüslü link ve yönlendirdiği arka planda görünmeyen site de ikisi de Türk sitesi ve virüs de aldığı bilgiyi Türkiye’deki sunucuya yolluyor. Türkiye devleti bu durumda bir ABD vatandaşını yasadışı dinlemekle suçlanıyor. Olay büyüyor Nato ülkesi başka bir Nato ülkesine karşı bir saldırı hareketi mi yapıyora kadar gidiyor. F16’nızı kaldırıp Akdeniz’deki ABD’de gemilerine işaretlemek gibi bir şey. Türk büyükelçiliğine sorular yöneltiliyor ama açıklama gelmiyor.
Peki bu kadın kim ve mailde ne yazıyordu? Türkiye açısından kritik biri mi ki bilgisayarı hacklendi ve bunca zahmete girildi. Türkiye’nin rezil olmasından, diplomatik bir krizin çıkmasına kadar gidecek bu olayda amaç neydi? CIA’in Türkiye şefinin bilgisayarı mıydı? Nato ülkesi Türkiye hedefini değiştirdi ve ABD’ye karşı güven kaybı yaşadığı için oradaki stratejik hedefleri mi dinlemek istiyordu?
Kadına gelen mailde:
“Hi, There is a new site about Gülen movement. It is http://www.hizmetesorulanlar.org/homepage.html. Also you should read an essay which I sent. (passwprd:12345).” yazıyordu.
Türkçeye çevirirsek:
“Merhaba, Gülen hareketiyle ilgili yeni bir site var. Bu http://www.hizmetesorulanlar.org/homepage.html. Ayrıca sana gönderdiğim yeni yazıyı da okumalısın. (şifre:12345)”
Peki bu Kadın kimdi? ABD’deki Gülen’in Charter okullarını sürekli eleştiren ve karşı kampanya yürüten biri.
En başa dönelim siz o bahsettiğim Polis ya da Savcı, hiçbir gruba düşmanlığı olmayan o kişi. Bu olaydan sonra Gülen grubuna karşı bakışınız nasıl olurdu? Eğer olumsuz olurdu cevabını verirseniz, Hoş geldiniz Ergenekoncu, Selam Tevhidci, İran ajanı, Mason, Vatan Haini, Din düşmanı, Özel Harpçi, Pakradunilerin arasına…
2013’te gerçekleşen bu olaya ilgili kadın korktuğu için kadının ve profesörün ismi yok. Haberin asıl kaynağı ise bu sitedir. Yazıda da belirtildiği gibi ikincil deliller ile bu tespitler yapılmıştır. 2016’dan sonra birçok itirafçı olan kişi Cemaatin hususi kanadındaki üst düzey abilerin başka insanlara kumpas kurmak amacıyla mail hacklediğini, bilgisayara virüs bulaştırdığını, telefon dinlediğini, eve gizli kamera yerleştirdiğini, ofislere böcek yerleştirdiğini, üst düzey bürokrat odalarına ses kayıt cihazı yerleştirdiğini belirtmiştir. Konuyla ilgili mail hacklenmesi olayını anlatan İhraç Üsteğmen Emir Yıldız’ın videosu
Bu yazıyı yazma nedenim, "Hocamıza, abilerimize laf eden kişiler Cehennemliktir. İbretlik bir şekilde ölecekler. Koca bir camiaya iftira atmanın hesabını veremeyecekler. Bizi çekemeyen Ergenekoncu ya da Mitçidir. Gerçek Türk değildir" vb. paylaşımlar yapan kişilere “Hayır kardeşim Cemaat içinde bir kesim öyle tehlikeli işler yaptılar ki, cemaatin içindeki azınlık bir grubun menfaatleri için yaptıkları bu hamleler en kendi halinde bürokratı bile korkuttu. İnsanlar yurtdışındaki okula ya da sizin yaptığınız sohbete değil, bu hususi yapı içindeki illegal işler yapan kesime karşı. Ve bu kesime karşı hiçbir adım atmayan yönetici kadroya, bu kesimi gizlemeye çalışan yönetici kadroya, bu kesimi koruyan yönetici kadroya hatta ve hatta bu kesimin bana göre başı olan yönetici kadroya ve lidere. Bu durum asla değişmeyeceği gibi 15 Temmuz 2016 sonrası da hala bu kesimi görmezden gelenlere, kabul etmeyenlere, bilmeden koruyanlara, anlamak istemeyenlere de halkın büyük bir kısmı “ahlaksız” (suçlu değil) gözüyle bakıyor. Halkın kalan kesimi ise ya suçlu gözüyle bakıyor ya da tarihi çok daha geriye alıyor. Hükümet gitse de bu gerçek o yüzden asla değişmeyecek. Bu gerçek anlaşılmadığı için bu suçlu kesim rüyalar uyduruyor ve Allah’ın bu sürece müdahale edip bu ülkeyi Türk düşmanı, dinsiz bu zalim gruptan (AKP’yi de kukla gibi kullanan kim olduğu belirsiz azılı Cemaat düşmanı grup) temizleyeceğini ve haklılıkların da anlaşılacağı yalanını söylüyorlar. Ayrıca haklılıklarını göstermek için de “şu kişi pişmanmış bizden helallik istedi” gibi yalan haberler ile kendi tezlerini doğru göstermeye çalışıyorlar. Yukarıdaki polis ya da savcı olsanız Allah aşkına neyin helalliğini isteyeceksiniz?
Bu kesim hiçbir adım atmadıkları gibi, sadece eleştirileri bastırıp, kopuşları engellemeye çalışıyorlar, diğer yandan kişiler düşünmeye fırsat bulamasın meşguliyetleri olsun diye de yurt dışındaki kişilere günde 100’lerce tweet attırıyorlar. Yönetici kesimdeki kişilerin çıkıp 1994’de dağıtılan Özel Harp dairesi yapmış her şeyi bunlar iftira Allah temizleyecek demesi hiçbir sorunu çözmüyor. Bu çukurdan masumların kurtulması tweet atmakla olmuyor, bu kesime açıktan cephe alıp suçlarına ortak değiliz bu insanlar suçludur demekle oluyor. Evet ışık çok parlak değil ama tek ışık gelen yön de bu.
Diğer yandan tüm bu gerçekleri görmezden gelip, Allah’ın dinini yaydığımız için bu bedeli ödüyoruz GRUP olarak hiçbir suçumuz yok, pürü pakız anlayışı kişiyi sebep-sonuç ilişkilerinden kopardığı gibi, özeleştiri yapmasını da engelliyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Türkiye’nin kurtuluşu için önerdiği ortak bir insan hakları bilincine, geçmişte bizden olanların diğer gruplara yaptığı zulmü reddederek, görmezden gelerek ulaşamayız. Eğer bu sürecin ilahi bir müdahale ile biteceğini düşünüyorsanız. Mantıken o zaman biz hatasızız ve bizim grubun yaptığı her iş de doğruydu demek yerine Allah bizim değişmemizi istiyor, bize yaşattığı acıları geçmişte mağdur olan gruplar da yaşamış. Ve o grupların bir kısmına o acıyı yaşatan bizden birileriymiş. Kızım Fatma bile olsa elini keserim noktasından fersah fersah uzaklaşarak, içimizdeki suçluları savunarak ve onların mağdur ettiği insanlara kulak tıkayarak nasıl bir kurtuluşa ermeyi düşünüyoruz. Bize bunları yapan kişilere benzeyerek bir kurtuluş yok.
Eğer ilahi bir müdahale ile kurtulacaksak değişmemiz, dönüşmemiz ve özeleştiri yapmamız gerekiyorsa şimdi eleştiri zamanı değil denebilir mi? Yok eğer ilahi bir müdahale beklemiyorsak o zaman sormazlar mı neden yönetici kesim hiçbir şey yapmayıp dua edin Allah bizi kurtaracak diyor?
Hayır kardeşim bizim hatamız bu değil kılmadığımız teheccüt namazlarıydı derseniz, o zaman Dücane Cündioğlu’nun da dediği gibi ümitsiz bir vaka olursunuz. Dışardan bakan insanlar eğer insaflıysa sadece acırlar size…
Son olarak bu konuyu araştırmak isteyenler varsa, anahtar kavramları arattığımda sadece Soner Yalçın’ın yazısı çıksa da yazı bittikten sonra Hacking Team şirketini de arattığımda birçok haber gördüm. Meramımı anlattığım için bu kısmı araştırmak isteyenler: Wikileaks belgeleri patlayınca Emniyetten hangi isimlerin bu şirketten programı kaç paraya aldığından tutun da, Hacking Team şirketinin sahibinin Türkiye’deki hangi şirkette yönetim kurulunda olduğuna(aslında bu bilgi bir savcının esas hakkındaki mütalaasında yazıyor ama ortak olan kişi Hacking Team şirketinin sahibi değil), Cemal Kaşıkçı suikastinde Suudilerin bu programı kullanmasına (anlaşılan şirket parayı veren herkese satıyor, anti demokratik ülkeler de askere değil kendi polisine bu sistemi devrediyor), MHP’de istifalarla sonuçlanan seks kasetlerini 2011’de yayınlayan ‘farkliulkuculuk’ sitesine, programı ilk satın alan polisler ihraç olsa da yerlerine gelenlerin programı kullanmaya devam ettiğine, Türkiye'deki internet ağını kullanan tüm bilgisayarların hedef kitlesi olarak belirlendiğine (yukarıda geçen diğer ülkelere karşı dijital silah sözümü unutun) ve son olarak Bylock’un Kurucusu Tilki lakaplı Atalay Candelen’e
Diğer taraftan da maili inceleyen şirketin Balyoz davasının dijital delillerini de incelediğine, maili atan olarak gözüken kişinin de Harvard öğretim üyesi olan Dani Rodrik (Çetin Doğan’ın damadı) olduğuna (Soner Yalçın’ın iddiası, Dani Rodrik zaten Balyoz’un dijital delillerini çürütmek için uzmanlara inceletiyordu), mail atılan kadın olduğu iddia edilen(Soner Yalçın veriyor isimleri sadece) iki kişiden birinin Gülen cemaati tarafından İslamofobik olarak suçlandığına, diğerinin de eşinin cemaatten ayrılan bir Türk olduğuna ulaşabilirler.
Linkler:
https://odatv4.com/ara.php?q=Hacking+Team
https://medium.com/@enisaydin/bir-i̇hmal-hikayesi-bylock-kurucusu-türkiyenin-elinden-nasıl-kaçtı-71d307301500
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/tolga-tanis/hacker-skandali-niye-cozulmez-29527482
https://www.sozcu.com.tr/2013/gundem/hack-skandalinda-gulen-cemaati-izleri-325103/
https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/cete-kendini-giderek-gelistirdi-haberi-86817
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi-basaran/siz-bu-word-dosyasini-tanidiniz-mi-1104315/
https://odatv4.com/fethullah-gulen-abdde-artik-rahat-degil-0509131200.html
Ahmet
Twitter: @a_wolfenstein
