Sayın Gülen,
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana toplamda dört yıl geçti. Koca bir dört yıl; normal şartlarda lisans seviyesinde bir üniversite eğitimini tamamlayabilecek kadar uzun bir süre. Başlangıçta bilginiz olmayan bir konu hakkında eğitim alıp o alanın uzmanı olmak için yeterli bir süre. Fakat öncesiyle ve sonrasıyla 15 Temmuz darbe girişimi ne kadar çözümlenebildi? Ne kadar gerçeklere ulaşabildik? FETÖ diye adlandırılan yapının siyasi ve askeri destekçileri kimlerdi ve bu işe nasıl bulaştılar? Bu konular iddia makamı diye adlandırabileceğimiz Türkiye Devleti makamları tarafından dile getirildi. Peki savunma makamı olan siz ve taraftarlarınız bu konu hakkında ne söyledi ve nelere açıklık getirdi?
Zamanında cemaat mensubu olmuş veya sadece maddi veya manevi destek olmuş kişiler -çoluk çocuk yaşlı hasta demeden- bu işin kendilerine düşmeyen bedelini öderken asıl bu işlerin sorumluları ne yaptılar ve neler söylediler? Ve asıl siz ne söylediniz?
Sayın Gülen,
Eski bir cemaat mensubu olarak üç buçuk yıldır yurt dışında bulunmaktayım. Bu zaman diliminde sizden veya taraftarlarınızdan mantıklı ve gerçekçi açıklamalar bekledim. Herhangi bir gerçekçi açıklama gelmediği gibi yalanlar ve gerçekler ile bağdaşmayan bir sürü hayal ve beklentilerden başka bir şey duymadım.
Adil Öksüz’ü tanımadığınız yalanını size en yakın bir isimden tevil açıklaması olarak işittim. Yapılmış bir darbe girişimi sonrası tamamen suçu başkasına atıp nasıl temize çıkarız gayretini acı ile müşahede ettim. Bunun yanında bu darbe girişimi sırasında ülkesi için mücadele edip hayatını kaybeden 250 şehidimiz için ne bir bir üzüntü emaresi gördüm ne de bir başsağlığı temennisi işittim. Cemaatiniz sayesinde dinden ve dindarlardan soğuyan nice insanlar tanıdım. İslam’a hizmet gayesi ile yola çıkan bir yapının İslam’dan ne kadar uzaklaştığını tecrübe ettim.
Yurtdışına geldiğimden beri tanıştığım bazı insanların darbe girişiminden hemen önce ‘özel’ tavsiyeler ile yurtdışına çıkarıldığını öğrendim. Darbe girişimi öncesi dualar ve fetihler ile bu sürece hazırlık yapıldığını o döneme şahit olan bu insanlardan bir bir dinledim. Bunlar gibi akla hayale gelmeyen bazı yolsuzlukları, usulsüzlükleri, hayal ürünü iddiaları ve yalanları gördükçe bazen şaşırdım, bazen güldüm, bazen de kendime ve cemaat uğruna harcadığım yıllara üzüldüm.
Sizin şu ana kadar savunma olarak sunduğunuz iki ana unsur var:
Darbenin emrini ben vermedim.
Uluslararası bir mahkeme tarafından yargılanmak istiyorum.
Evet herkesin -istisnasız- kendini savunma hakkı vardır ve bu hak kimsenin elinden alınamaz. Ve suç ispat edilene kadar o kişi suçsuz sayılmalıdır. Kişilerin masumiyet ve savunma hakkı saklı kalarak şu ana kadar ortaya çıkarılmış bazı cemaat gerçeklerini şu şekilde ifade edebiliriz.
Çok açık ve belli bir şekilde cemaatin bazı isimleri FETÖ’ye evrilmiş ve darbenin içinde yer almıştır. Çok açık ve belli bir biçimde cemaatin bazı isimleri PDY’ye evrilmiş ve soru çalma, emniyet birimlerini kendi çıkarları doğrultusunda kullanma yolu ile bu milletin hakkına girmiştir. Çok açık ve belli bir biçimde cemaatin bazı isimleri zararlı insanlara evrilmiş hak hukuk dinlemeden sadece kendi çıkarlarının peşinden insanları sürüklemişlerdir.
Şimdi sizin topluluğunuzda bir kısım insanlar bu zalimlikleri yaparken sonucunu cezaevindeki bebekler, hiçbir şeyden haberi olmayan masum insanlar, dini bir cemaat sanıp size yardımda bulunanlar çekmektedir. Ve siz ‘Ben sorumluları tanımıyorum’ diyerek bazen yalan atmakta bazen de kolaya kaçmaktasınız.
15 Temmuz gerçeklerinin ortaya çıkarılması için herhangi bir girişiminiz olmadığı gibi yapılan haksızlıkların önlenmesi ile ilgili de bir çalışmanız olmadı. Yurtdışında bulunan cemaatinize mensup kişilerin her kesimden tepki toplayan içi boş sosyal medya mesajlarını saymazsak geride yapılmış veya üzerine düşünülmüş en ufak yapıcı bir girişimin olmadığı açık ve seçiktir. Hatta mensuplarınızın (masum veya suçlu) cezaevlerinden çıkartılması için medet umduğunuz tek şey düşman olarak gördüğünüz Türkiye Hükümeti’nin af yasası olmuştur.
Tıpkı filler boğuşurken, alttaki çimenlerin ezilmesi gibi cematinizin saf bireyleri tek tek ağır imtihanlardan geçti. Ve siz ve bu işin baş sorumluları sadece yurtdışından hamasi söylemler ile acının dindirilebileceğini düşündünüz.
Sayın Gülen,
Lütfen bir an önce Türkiye’ye dönüp halkın önünde hesap verin! Eğer gerçekten masum olduğunuzu düşünüyorsanız, emin olun bu sizin için en isabetli yoldur. Savunmanızı bu şekilde tüm dünyaya anlatmış olursunuz. Ama zaten hatalarınızın farkında ve sorumluluğunda iseniz erdemli bir şekilde gerçekleri anlatma ve özür dileme imkanınız olur. Bu yıl itibari ile 79 yaşındasınız ve birçok hastalığınız var. Daha ne kadar bir ömür yaşamayı planlıyorsunuz, bilmiyorum. Ama tek bildiğim cezaevlerinde sayıları 700’ü aşkın masum bebek-çocuk var. Herhangi bir sorumluluk alınmadığı için cezaevi hücrelerinde güneş ışığına hasret bir çok insan bunun bedelini ödemekte. Sizden ricam artık cemaatinizin sorumluluğunu alınız ve FETÖ’ye evrilen cemaat mensuplarının hesap vermesini, PDY’ye evrilen taraftarlarınızın yanlışlardan dönmesini sağlayınız. Ve en önemlisi masumlar için yapılması gereken ne ise onu bir an önce yapınız. Sizin ve cemaatinizin hatalarını artık kimselere ödetmeyiniz.
-Ahmet Said
