Dünya üzerinde Saksonya adı verilen bir yer var. Bu yer Almanyada Çek Cumhuriyeti sınırında bir bölge. Bilenler zaten biliyordur. Bilmeyenler ise Hz.Google’dan sorabilir.
1500’lü yıllarda Saksonya’da yaşıyor olsaydınız, “Tarih Bilimi” eğer bizi yanıltmıyorsa sokaklarda her tarafa asılmış pankartlara denk gelebilirdiniz. Ne yazmaktadır diye pankartlara baktığınızda ise şu yazıyı görmüş olacaktınız;
“Cehennemin tapusunu satın aldım. Kapısına kilit vurdum. Bundan sonra hiçbiriniz oraya girmeyeceksiniz…”
Pankartı yazan kişi yine elinde Papa tarafından mühürlenmiş cehennemin tapusuyla sokaklarda gezinmektedir. Şüphesiz bu kişi Keşiş Martin Luther’den başkası değildir. Olay ise şöyle olmuştur,
“Papaya ve onun para sömürüsü düzenine baş kaldıran Keşiş Martin Luther, Roma’ya bir mektup yazarak Cennetin arazilerinin fiyatlarını sorar. O dönem papa ve avaneleri iyi para ettiği için cennetten arazi satmakta ve tapu dağıtmaktadır. Kendisine arazi fiyatlarını yollarlar. Fiyatlar baldan ırmaklara veya süt çeşmelerine yakınlıklarına göre değişiklik göstermektedir. Bu kez Luther bir mektup daha yazar, cehennem arazilerinin satılık olup olmadığını sorar. Papalıkta görev yapan bedavacılar önce bir aralarında gülüşürler. Sonra bu keşiş kafayı yedi galiba derler. Hazır deliyi bulduk bundan da para kopartalım diye cevaben cehenneminde satılık olduğunu ancak talibi olmadığından fiyatın çok ucuz olduğunu yazarlar. Luther cevap üzerine önüne gelenden para toplayıp Roma’nın yolunu tutar, üzerine bir de pazarlık ederek tüm cehennemin tapusunu Papa imzalı bir belge ile satın alır. Onlar arkasından gülüşe dursun Saksonyaya dönen Luther eline tapuyu alır her yere pankart asarak Reform hareketinin efsane dönüm noktası olan o sözleri yazar. “Cehennemin tapusu bende kapıyı kilitledim kimse giremeyecek artık, hepinize müjde”. Bunu duyan Papa ve avaneleri neye uğradığını şaşırır. Zira bu sözler, uyuyan koca bir kitleyi Papanın düzenine karşı direnen, dininin esaslarına aykırı olan bu rantçı kitleyi dini için protesto eden bir gruba dönüştürüvermiştir. Allah’ın cennetini kimse alamaz ve satamaz demektedir Luther. Ve Protesto ediyoruz anlamında kendilerini “Protestan” olarak tanımlayan büyük bir grup ortaya çıkmıştır. Papa ve avaneleri Martin Luther’i dinden çıkartır (afaroz). Ancak Luther bu afarozu da protesto eder. Her ne kadar bir ara özür dileyerek geri vites yapsa da daha sonra protestanlığa devam etmiştir.”
Martin Luther’i övme veya fikirlerini tartışma gibi bir niyetim yok. Zaten biz dahil doğu toplumlarında, hele hele ortadoğu toplumlarında bir Luther’in çıkma ihtimali neredeyse sıfır. Ancak bizde de aynı o dönemki Papalık gibi din üzerinden sömürü yapan onlarca topluluk var. Üstelik en acısı bunlara siyasetin de sahip çıkması. Çünkü bunlar biatçı kitleler olduklarından bir hamle ile hepsinin oyunu ve desteğini alabiliyorsun. Her şey şeyhin/hocanın iki dudağı arasında. Şeyhi mutlu et binlerce oyu alıver. Bunlara karşı şöyle bir bakıyorum da yapacak hiçbir şey yok. Lakin Luther olamasam da bende protesto ediyorum, neyi mi;
Adıyaman Menzil tarikatında “tövbe almak” adı altında insanların iplere tutunup ayin yapmasını protesto ediyorum. Allah senin duanı kabul etmiyor da bu adam aracı olunca kabul edecek mi sanıyorsun yoksa. Peki pedere gidip tevbe edip günah çıkartmaktan ne farkı kaldı bunun. Yetmemiş gibi birde buradan milyonlarca para kazanmak. Şu video görüntüsüne bakın (https://www.youtube.com/watch?v=y5txyXGTuoI) son model mercedes ve 3 milyon TL civarı bir fiyat. Bu aracı almak için mesleği ne peki? “Şeyh” evet “şeyh”. Şeyhliği aşağıladığımdan değil ama akşama kadar çalışan insanlar varken oturduğun yerden nasıl kazandın bu parayı. Ya senin mercedesinin önünde el pençe duran tiplere ne demeli. Sizi de, mercedesinizi de, el pençe bekleyen müritlerinizi de protesto ediyorum. Sizin bu İslam düşüncenizi protesto ediyorum.
Mesela Allah ve Resulu ile görüştüğünde onların kendisine danışacağını iddia eden Gülen’i protesto ediyorum (https://twitter.com/ideacrimina/status/1374691784090136579). Sadece onu değil garibanın çocuğunun rızkını asya bankasını boşaltmak suretiyle çalanlara ne demeli. Ahirette o rızkı yenilen çocuk hesap sormayacak mı sanırsınız. Cennetten arazi satan Papalıktan ne farkınız var. Sizi de protesto ediyorum. Sadece sizi mi? Yanınızda sebepsiz zenginleşen avanenizi de protesto ediyorum. Kampa gelenlere birşeyler satarak başlayıp milyonara ulaşan sonra da basın demeci verip hakkıyla para kazandığını iddia eden şahıs protesto edilmeyecekte kim edilecek? Paçavra ettiniz bu dini.
Suriyede 14 yaşında çocukları ağaca bağlayıp üzerine roket atan, deri yüzen, diri diri insan yakan IŞİD’i da protesto ediyorum. Bu ne cehalettir dendiğinde bunlar Yahudi veya İngiliz oyunudur deyip işin içinden çıkanları da protesto ediyorum. Tabi ki bu tip örgütlerin üzerinde bir dış etki vardır. Fakat sıkıntı olan bu insanların biat kültürü yüzünden koşulsuz itaat ile hocasından gelen emri sorgulamadan yapmasıdır. Bu arada Sefter Taş olayını hala açıklamayan ve örtbas edenleri de protesto ediyorum. Benim askerime el uzatanın elini kırmak gerek. Gerek ki bir daha cüret edemesinler. Bu tiyatrodur deyip işin içinden çıkmakta neyin nesi Allah aşkına.
Mesela 28 Şubat sürecinde sıkıntılar yaşayıpta dümeni kendi eline geçirince o dönem kendine destek olan karşıt görüşlülere eziyet eden, devlet makamlarında barındırmamaya çalışan zihniyeti de protesto ediyorum. Hani siz İslamiyet adına derken onlar da özgürlük adına deyip size destek olmuşlardı ya. Yanlış mı ettiler acaba dememek elde değil.
Recm ayetlerini keçi yedi diyen İbn-i Mace’yi protesto ediyorum mesela. Bu olmayan ayet yüzünden bir çok insanı ortadoğu bataklığında ve İslam Devletlerinde recm eden anlayışı da protesto ediyorum. Kutsal kitabında yazmayan hiçbir ayeti uygulayamazsın. Uygulamamalısın. Hadi uyguladın diyelim. Bahanen ne ayetleri yiyen bir keçi mi? Bir keçi yüzünden kaç cana kıydınız.
Daha say say bitmez. Neredesin ya Martin Luther diyeceğim ama bizden ne Martin Luther çıkar ne de bir protestocu. Ben onun yerine gücüm yettiğince bir protesto yaptım bu yazı da. Elinizde bu var. Benle idare edeceksiniz artık. Lakin elinizden geldiği kadar siz de bu bozuk düzeni protesto edin. Şüphesiz Kutsal Kitabı bu kadar az tahrif edilmiş ama kendisi bu kadar çok tahrif edilmiş tek din İslamiyettir. Bunu da hadisler ve biat yoluyla yapmışlar. Çocuklarınızın hiç olmazsa gelecekte kargaşasız bir yerde yaşamasını istiyorsanız siz de protesto edeceksiniz. Ya da biat edeceksiniz. Ben zamanında biat ettim şimdi ceremesini çekiyorum. Nasıl Bediüzzaman Said Nursi “İtaat et rahat et” demişse bende “protesto et rahat et diyorum”. Yetiş ya Martin... Yetiş ya Martin... Yetiş ya Martin...
-Emir Yıldız






