Excelcilik

Cemaat içinde kurulan düzen ve sistem üzerine herkesin bildiği belki de teknolojinin etkisi ile tablo yapma, sunum ve excel olayı hakkında yazmak istiyorum. 

Bu sistemi bilen ve istişare denen toplantılara katılanlar bazı birim ve durumlara farklı lakaplar takarlar. 

Bunlardan biri de Excelcidir. Peki nedir Excelcilik? 

Excel’den takip ve liste formatları çıkarıp hesaplamalar ile raporlar çıkarmak. 

Çoğu şirket buna benzer çalışma yapar ama Cemaat yapısında bu daha çok abartı, yalanı çevirme, dikkat dağıtma, hatta tevil ve yalanla üste göz boyama olarak bakılır. 

Aslında imam, gazeteci, dershaneci vs. de yapar ama bu Exelcilik talebeci denen gurubun üstüne yapışmıştır. 

İnsanları birer rakam sayan ve her hafta 3-5 kez yansıtma yoluyla ne idik ne olduk sorgulaması için kullanılan ve bilgileri almayı büyük iş sayan bir yapıydı talebecilik. Öyle bir noktaya gelmişti ki iş yapmaktan çok Excel ile eklemek için insan istihdam edilir oldu. Excel'de oranlar düştükçe başarısız sayılıp gözden düşmeler başlayınca çözümü Excel üzerinde sayılarla oynamak kolaycılığı aldı. Hayırda yarışanlar birden Excel'de yalanda yarışmaya başladı. Doğru peşinde koşanların oranları dipte görününce ordan oraya sürülmek ya da sürekli başarısız denip yalana teşvik edildiler. 

Ama gece 11’de sorulan soru ve yansıyan oran sabah 8’de bir daha sorulup %20-30 değişir, artardı. Bunu alan da veren de bilir ama kimse yalan demez, sorgulamaz. Sorgunun sonu belli. Bir ağabeyin ekibini (üste rapor verenleri) toplayıp bakın şu an paramız var, fonumuz bol, istediğimiz kuruma idareci vs. tayinde dediğimiz oluyor. Böyle iyi değil mi, falan illerde parada yok vs. deyip el altından sayı ve yansıma raporları kötü olursa sizi tayin eder sürerim demeyi de ihmal etmezdi. 

Ekibine siz KPSS’ye girin ne olur ne olmaz ama alt ekiplere günah deyin, insan lazım vazife kutsal deyin, Mehmet Akif’in vazife yerini terk eden Abdülhamit’in binbaşısının halini dinleyin demesini unutmak mümkün mü? 

Ekipler 4-5 ay maaş alamazken kendileri 2 maaş+fon ödenek adı altında maaşın 4 katını alırlardı da ekiplere acımazlardı. Hikmetinden şu an sual olunmaz kişiler. 

Sohbet sayısı 3 iken her insan nede olsa sohbeti duyuyor deyip rakamlar 30’a çıkardı. Hemen teşekkürler, ödüller. 

Bazen öyle bir hal alır ki bir okulun kontenjanı 100 iken size o okuldan gelenler (her hafta artıra artıra) sene sonu 150 olmuş ve okulda öğrenci oranınızın %150 olması gibi absürt örnekleri sıklıkla görürsünüz. Güler geçersiniz. 

Bu yalanlara “dur” diyenler hep istatistikleri diplerde olduğundan "başarısız ya, millete iftira atıyor" deyip ustaca susturulurdu. 

En hayatı yerler denen yerlere bile insan yollarken bu Excel oyunları devam eder. Sonra da siz her yerde çok sağlam sizden(!) insanlar var derken gerçekler yüzünüze çarpar. Ama yüz olmayınca devam edersiniz, ettirilirsiniz. 

Hadim denen esnaf imamlarının Excelleri de çok gündem olmasa da daha enteresandır. Burs topluyoruz diye olmayacak yalan hedefler verilir ve her hafta fırça atılır. Artık baskılardan bıkan alt imam her gün toplanıp fırça yememek için olmayan burslar söyler. 3 oldu, 5 oldu... der durur. Nasıl olsa sene sonu ortalama 3’de 1 reel olmasına rağmen yalanı en fazla 1 yıl yaşarlar. 

Gazete abone mevsiminde gece 3’de toplanıp fırça yememek için talebenin boğazından çalıp emanet burs parasını verip sahte aboneler yaparlar. 

Bu Sızıntı Dergisi işinde de aynıdır. Aslında sunum yapılan büyük abiler de bu yalanları bilirler ama kimse Kral Çıplak demez. 

Hatta her sene olmayan hedefler artırılır. Yalan büyütülür. 

NT’de 1 kitap çıkmış hadi topluca alalım, 1 ev 1 mütevelli 10 tane alsın sayı artsın, demek çok normaldir. 

Bir yalanı yaşadık kendi içimizde. Kafaları arada çıkanlara bugün çok eleştirdiğimiz teviller ile “peygamberimiz Mekke’ye girmeden müşrikleri korkutmak için 1 yakılan ateşi 10’ar yaktırdı ki sayıdan korksunlar" tarzı işimize göre kıvırdığımız ve Excel fetvaları aldığımız yalan günler. Şu an eleştirdiğimiz siyasal İslamcı cemaat ve iktidarların yaptıklarına benzer ne çok yalan peşinde bir nesil yetişti. Osman Yüksel’in ifadesi ile "bir nesli mahvettiler". Ama çok geleceğe açık, ilerlemeye meyilli bir nesil idi. Bir şey olacaksa onlardan olur diyebileceğim insanları Excel sofralarına meze yaptılar. 

Çapanoğlu 
Twitter: @nam_capan 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski