Asimetrik Siyer Okumaları Bağlamında Asimetrik Cihad

      Sayın Komutanım!

      Ben vatanını ve milletini seven, devletine bağlı şerefli bir askerim. Meslek hayatım yurdun değişik yerlerinde terörle mücadele ederek geçti. Şan ve şerefle taşıdığım bu üniformamı satmadım, kirletmedim. Allah ömrümün sonuna kadar da bu duygu ve düşüncelerle yaşamayı bana nasip etsin diye dua ediyorum. Ben ve benim gibi birçok arkadaşım fedakarca yurt ve millet savunması için fedakarlık yaparken kanıma dokunan, beni derinden üzen ve rahatsız eden bir takım olaylar ve bu olaylara sebep olan şahıslar da mevcut maalesef.

        ………….. taburunda görev yapan …………………… isimli şahıs, astlarına karşı çok ağzı bozuk birisidir. Ulu orta herkesin içinde insanlara çok rahat küfür ve hakaret edebilmektedir. Evli olmasına rağmen başkaca kadınlarla da görüşmekte ve bu ahlaksızlıklarını gizlemektedir. Kendisi çok sık alkol alır. Tabur içerisinde, kendisine ait olan köpekler için özel bir kulübe yaptırtmış ve askerleri de bu köpeklere bakmakla görevlendirmiştir. Bu şahsın bu ve buna benzer uygulamalarından iş yerindeki bütün astları rahatsızlık duymaktadır.

       Gereğini bilgilerinize arz ederim.

Zeyd sual etti.

Hani tamam bir dönem devlet içerisinde çöreklenen bir zümre (siyasilere rağmen) sanki devletin resmi politikasıymış gibi Müslümanlara zulmetti. Adına ister Ergenekon diyelim ister  başka bir şey böyle bir damar hep ola geldi. Kendilerini “asıl”, diğerlerini “müsvedde” olarak gören bir bakış açısı bu. Bir tarafta da kendi kendilerine “aslı gibidir” rolleri biçmeye çalışan çapsız siyasiler. Aslında kendileri de bilirler “asıl” olmadıklarını ve sadece “aslı gibidir” şeklinde görüntü verdiklerini. Neyse sadede döneyim. Abi bunlarla mücadele etmek nasıl olacak? Her türlü asimetrik yol ve yöntemi kullanabilme kabiliyetleri var. Bu kabiliyetleri aslında kendilerinden değil; ifsat edip, kandırıp kullandıkları sivil ve asker bürokrasiden geliyor. Çok uzattım abi kusura bakma. Abi asimetrik cihad caiz mi?

Büyük abi cevapladı.

Caiz hocam. Hocam şimdi hizmeti imaniye ve Kur’aniyemiz adına ne gerekiyorsa yapmalıyız. Otobana çıkmışsak eğer ne kadar uzun yol alabiliyorsak almalı ve gaza basmalıyız. Güzergah emniyetini almayı ihmal etmeden yapacaklarımızı yapmalıyız. Yapacağınız faaliyetleri BİMci arkadaşımız size teferruatlıca anlatacak. Uygun zaman ve zemini yakaladık mı icabına bakmalı bu din ve millet düşmanlarını bertaraf etme adına ne gerekiyorsa yapmalıyız. Millete neredeyse  üç asırdır takılan boyunduruğu çıkartmalı ve kendine gelmesini sağlamalıyız. Büyük alim Vehbe Zühayli’nin fıkıh külliyatında belirttiği gibi namaza hazırlanırken yapılan bütün hazırlıklar, meşakkatler (helaya gitme, istinca, istibra…vb.) de birer ibadet hükmündedir. İstinca zahiren pistir, çirkindir ama vücuttan necis olan maddelerin atılması için çok gereklidir. Zira defi hacet ihtiyaç haline gelmişse bu işi halletmeden namaza durmak mekruhtur. Yukarıda bir örneği bulunan ihbar mektubu çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Arkadaşlarımız “uyunu sahire (uyumayan gözler)” olduklarını bir lahza unutmamalılar. Etraflarında ne var ne yok her şeyden haberdar olmalı, 5N 1K kuralına uygun bir şekilde yazmalı bize getirmeliler. Günlük dediğimiz bu çalışmalar çok önemli. BİM(Bilgi İşlem) çalışması yapabileceğimiz arkadaşları ivedilikle tespit etmeli ve işimize odaklanmalıyız.

Zeyd:

Anladım abi. Abi yalnız bu çalışmaları yaparken mesela elemine edeceğimiz personelin ailesi, çoluğu  çocuğu, annesi, babası filan da zarar görecek. Bunların ne suçu var abi? Hani ne bileyim adaleti mahza, adaleti izafiye meselesi filan. Hep okuyoruz risalelerde. 

"Hazret-i Ali, adalet-i mahzâyı esas edip Şeyheyn (Hz.Ebubekir ve Hz.Ömer) zamanındaki gibi o esas üzerine gitmek için içtihad etmiş. Muârızları (Hz.Aişe ,Talha ve Zübeyr) ise, Şeyheyn zamanındaki safvet-i İslâmiye adalet-i mahzâya müsait idi; fakat mürur-u zamanla İslâmiyetleri zayıf muhtelif akvam hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye girdikleri için, adalet-i mahzânın tatbikatı çok müşkül olduğundan, 'Ehvenüşşerri ihtiyar' denilen adalet-i nisbiye esası üzerine içtihad ettiler. Münakaşa-i içtihadiye siyasete girdiği için muharebeyi intaç etmiştir. Madem sırf lillâh için ve İslâmiyetin menâfii için içtihad edilmiş ve içtihaddan muharebe tevellüt etmiş; elbette hem katil, hem maktul, ikisi de ehl-i Cennettir, ikisi de ehl-i sevaptır diyebiliriz. Her ne kadar Hazret-i Ali'nin içtihadı musîb ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azâba müstehak değiller. Çünkü, içtihad eden, hakkı bulsa iki sevap var; bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihad sevabı olarak bir sevap alır, hatasından mazurdur."

"Adalet-i mahzâ ile adalet-i izafiyenin izahı şudur ki مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِى اْلاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا  ayetin mânâ-ı işarîsiyle, bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez."

"Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına, rızasıyla olsa, o başka meseledir. Adalet-i izafiye ise, küllün selâmeti için cüz'ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmaya çalışır."

"Fakat adalet-i mahzâ kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez. Gidilse zulümdür."

"İşte, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, adalet-i mahzâyı Şeyheyn zamanındaki gibi kabil-i tatbiktir deyip, hilâfet-i İslâmiyeyi o esas üzerine bina ediyordu. Mukabilleri ve muarızları ise, 'Kabil-i tatbik değil; çok müşkülâtı var' diye, adalet-i izafiye üzerine içtihad etmişler. Tarihin gösterdiği sair esbab ise, hakikî sebep değiller, bahanelerdir."

Şimdi abi biz burada Hz. Ali Efendimizin savunduğu adaleti mahzaya (tam ve mükemmel adalet ,bir ferdin hakkını, bütün insanlar için de olsa feda etmeyen adalet)  göre mi hareket ediyoruz? Yoksa Hz. Aişe Validemizin savunduğu adaleti izafiyeye (küllün selameti için cüz’ü feda eden adalet tarzı, cemaatin menfaati için ferdi feda eden adalet şekli) göre mi hareket ediyoruz?

Büyük abi:

Hocam burada çok fazla şey etmeyelim. Yani ne söylenecekse zaten abilerimiz yazıyorlar, çiziyorlar. Biz düşünmezsek bu konuları başka cemaatlerin filan bu tarz kaygıları yok hocam. Herkes kendi dünyasında. Kimsenin umurunda değil hocam. Bu işler oturup bir yerlerde durmadan risale okumayla, Kur’an okumayla olmuyor hocam. Bir şeyler yapmak lazım. Sahibüzzaman hocamız ve abilerimiz bu konuların en iyisini bilir hocam. Siz bu konularda kafanızı bulandırmayın. Sizin bilmediğiniz şeyler var hocam! Siz itaat edin, kurtulun! Ne yapalım devleti, milleti bu şer şebekesine mi emanet edelim? Hocam bir de şu Mehmet Azimli hocanın kitaplarını filan fazla okumayın, adam İrancının teki! Reşit abinin kitaplarına odaklanalım hocam. Abimiz Cemel Vakası’nı nasıl yazdı ama. Abilerimizin hepsi böyle hocam. Hepsi birer cevher. Biz kıymetlerini bilemiyoruz. Özellikle “Asimetrik siyer okumaları bağlamında asimetrik cihat” isimli muhteşem eseri herkes temin etsin. Haftaya soracam!

Zeyd:

Abi tam sorduğum soruya cevap olmadı ama. Anladım Abi! Allah razı olsun abi!

-Vahdettin Polat

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski