Açık söyleyeyim, Mustafa Öztürk (M. Ö.) beni şaşırttı ama onu linç edenler şaşırtmadı.
M. Ö’den altının doldurulması çok zor olan bu iddiaları beklemezdim.
Ama onu linç edenlerden beklerdim. Bununla “linçi hak etti falan” demiyorum. Şunu diyorum;
• Türkiye’de -oranı ne kadar bilmiyorum ama- farklı görüşlere tahammülü olmayan,
• Fikir karşısında fikirle duramayan,
• Zayıfken güçlünün elini eteğini öpen veya öyle görünen,
• Güçlüyken zayıfa, arkası olmayana hayatı dar eden,
• Ne kadar çok bağırırsa o kadar çok haklı olacağını zanneden,
• İçinden çok sayıda İŞİD ve Taliban zihniyetli insanlar çıkarma potansiyeline sahip olan bir güruh var.
Bu güruh hakkında “Fransa’da Yapılanları Fırsata Çevirmek Varken, İlkel Tepkiler Verenleri Kınıyorum” (Link) başlıklı yazıda değerlendirmeler yaptım.
M. Ö. ülkede böyle bir güruhun varlığından haberdar olduğu için haftalarca konuk olduğu tv programlarında (Sözden öte/Kanal 24) bu konulara hiç değinmedi. Ruşen Çakır’a yaptığı açıklamalarda (Link) dar dairede kendini eleştirenlere yönelik yaptığı bir konuşmada (Link) bu görüşlerini ifade ettiğini söyledi.
Biz bu yazıda o video üzerinden M. Ö’e ve onun şahsında onun seslendirdiği bu görüşlere destek verenlere bir dizi sorular soracağız.
Bu sorularımızla “ilkel davranış sergileyenlere” de güzel örnek olacağımızı düşünüyoruz.
Mezkur videodan yola çıkarsak, M. Ö’ün kapalı bıraktığı noktalar olduğu gibi çok net konuştuğu noktalar da var.
Net konuştuğu noktalar üzerinden, kapalı bıraktığı noktalar için sorular soralım;
M. Ö’ün net ifade ettiği noktalara örnek: M. Ö diyor ki:
• “Kur’an’daki bazı ayetler, Allah’ın sözü olamaz. Örnek: Kalem Suresinin 13. Ayeti. Allah birine soysuz/piç der mi” diyor.
• M. Ö “Bu Allah’ın sözü olamaz. Bu söz müşrik baskıları karşısında daralan bunalan Peygamberin öfkeyle ağzından çıkan bir sözdür” diyor.
• M. Ö bununla da kalmıyor, “Allah insanların gazaplandığı (öfkelendiği) gibi gazaplanmaz, o yüzden gazap ifadeleri de Allah’ın olamaz” diyor.
• M. Ö “Allah kibirlenme/büyüklenmez, insana yakıştırmadığı sıfatları kendi için kullanmaz. O yüzden kibir ifade eden sıfatlar O’na ait olamaz” diyor.
• M. Ö “Allah övünmez, ‘beni övün, bana hamd edin’ demez. Bu anlamdaki ayetler de O’na ait olamaz” diyor.
Şu ifadeler de aynı videoda geçen ifadeler: “Kur'an 23 sene Velid bin Mugire aşağı Asbil Vahil yukarı deyip bütün kadrajını Hicaz-Taif-Medine'ye sıkıştırmış. İnsanlığa son söyleyeceği sözün çapı oradaki 3-5 lavuk müşrik. Ve o müşriğe Kur'an'da öyle küfürler var ki. Hem ‘kel’ hem ‘fodul' ve 'piç' ifadesi kullanılıyor. Bu Allah dili olabilir mi? İnsani dil olamaz mı? Olabilir. Yanmış canı. Feverandır. Olabilir”
Bu ifadelerin şu anlama gelme ihtimali var: Dili böyle olan bir kitap Allah’ın kitabı olamaz. Neden, çünkü ayı, güneşi; muhteşem kainatı yaratan Allah çağların gerisinde kalan böyle basit bir dil kullan(a)maz.
Buraya kadar olabildiği kadar objektif ve nesnel bir duruşla onun ifadelerinden anladığımı aktarmaya çalıştım. Yanlış aktardıysam özür dilerim. Düzeltme gelirse de düzeltirim.
Şimdi buradan itibaren M. Ö’ü linç eden; yöntem fakiri güruha bir tavsiyem olacak.
Onu linç etmek yerine onu bir televizyon programında canlı yayına davet etseydiniz ve şu soruları sorsaydınız ve söze şöyle başlasaydınız;
“Sayın M. Ö medeni insanlar olarak, mezkur videodan yola çıkarak sizi doğru anlama adına şu soruları sormak istiyoruz;
• Size göre Kur’an ayetlerinden ne kadarı mana ve lafız olarak Allah’a ait?
• Allah’a ait olan ayetlerin sayısı ne kadar, Peygamberin bir şekilde Allah’a yakışmayan ifadeleri kullandığı ayetlerin sayısı ne kadar?
• Peygamber Velid bin Mugire’ye “soysuz/piç” derken ve bu ifadeyi kendi kitabına ayet olarak koyan peygambere neden vahiyle uyarıda bulunmadı?
• Neden “Benim kitabıma, sanki ‘ben söylüyor muşum’ gibi bu ifadeleri nasıl koyarsın” demedi?
• Veya dedi de, Peygamber olduğunu iddia eden zat bu ayetleri gizledi mi?
• “De ki: "Allah Katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı… (Maide 60)” Bu ayet kimin sözü?
• Size göre Allah’a lanet ve gazap yakışmayacağına göre, bu sözler Peygambere ait öyle mi?
• Peygambere ait ise, Allah’a ait olmayan sözleri, yani kendi sözlerini Allah’ı özne yaparak onun kitabına koyan bir insan Peygamber olabilir mi?
• Bunu yapan biri böyle yapmakla, Allah’a iftira atmış olmaz mı?
• Sizin bugün fark ettiğiniz bu gerçekleri (!) 100 bine yakın Sahabeden hiçbiri anlayamadı mı?
• Ebu Bekir, Ömer gibi ona çok yakın olan sahabelerin bu konularda itirazı olmadı mı?
• Onlar da bu gerçeği (yani Allah’a atılan iftirayı) bildikleri halde sessiz mi kaldılar?
• Madem 23 yılda “3-5 lavuk”u kendisine konu yapan bir kitap Allah’a yakışmıyor, o zaman Allah’a yakışan bir kitap nasıl olmalıydı?
• Veya Allah kendine yakışan bir kitap gönderdi de, Peygamber görünümlü zat, onun sözleri yerine, kitaba kendi sözlerini koydu ve o yüzden muhteşem olması gereken bu kitap, çağının gerisinde kalan sönük ve silik bir kitap mı oldu?
Sayın M. Ö şu an canlı yayındayız. Vaktimiz sınırlı olduğu için bu kadar soru sorduk. Bu sorulara daha onlarca soru ilave edebilirdik…”
Eğer onu linç edenler, linç gibi ilkel bir yola gireceklerine, onu canlı yayına davet gibi medeni bir yola girseler ve bu ve benzeri soruları sorsalardı, bütün Türkiye iki sonuçtan birine şahit olacaktı;
Bir: Ya M. Ö bütün bu sorulara çok net, çok tutarlı, çok ikna edici cevaplar verecek, 1500 yıldan beri devam eden büyük bir yanlış anlamayı düzeltme gibi büyük bir işe imza atacak ve gerçekten Alim sıfatını hak eden bir insan olduğunu gösterecekti.
İki: Ya da M. Ö bütün bu sorulara tutarlı cevaplar veremeyecek, milyonların önünde terleyecek, bocalayacak, saçmalayacak, ortaya attığı iddiayı ispatlamayacaktı.
Canlı yayında ikincisi olsaydı, bu sonuç M. Ö’ü linç etmekle alınan sonuçtan bin kat daha etkili olacaktı.
Bu sonuç sayesinde;
• M. Ö bir kahraman olmayacak,
• Kendisine haksızlık yapılan bir insan olmayacak,
• İfade özgürlüğüne saygı duyulmayan bir insan olmayacak,
• Kısaca mağdur olmayacak ve takipçi sayısı, destekçi sayısı artmayacaktı.
• İddiasını ispat edemeyen zavallı bir insan derekesine inecekti.
Linç yolunu tercih eden güruh kendine yakışını yaptı ve beni hiç şaşırtmadı.
Bu yazıları yazan “ben” de kendime yakışını yapıyor ve M. Ö’e hiçbir ithamda bulunmadan yukarıdaki soruları soruyorum.
Zannediyorum Münferit Platformundaki arkadaşlar da M. Ö’e youtube üzerinden bu ve benzeri soruları sorar ve cevaplarını hiçbir sansür yapmadan bu platformda yayınlarlar.
Kısaca özetlersem: Ben medeni bir insan olarak M. Ö’e ve ona destek verenlere, onun gibi düşünenlere bu soruları soruyor ve cevaplarını bekliyorum.
-Mustafa Yılmaz
