Hayal kırıklığı, Üzüntü, Kızgınlık

Yaklaşık 7 sene önce bir değişim başladı bende, 5 sene önce kendimce hakkı söyleyerek bir şeyleri değiştirebilir miyim diye çok emekler vermeye başladım, 1.5 sene önce hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi anlamamın ulaştırdığı bir hayal kırıklığıyla kenara çekildim. Umudum kalmamıştı doğduğum memleketten; üzgündüm, kırılmıştım; artık gönül bağımın çok kalmadığını düşünüyordum beni büyüten ülkeye, kültüre, halka. Tabii, sevdiklerimin çoğu hâlâ oradaydı; ama gurbet ellerde ben farklı biri olmuştum, uzaktaydım, gelemiyordum; ve içimi acıtıyordu orada olanlar. Bir nevi kendimi korumaya almaktı bu, bir bakıma, gönül koyuşum.

Ama bu korkunç deprem ile içim allak bullak oldu. Önceden kendime üzülüyordum, birden halkıma üzülmeye başladım. Evet, halkıma. Bu halk, benim 22 yaşıma kadar yaşadığım, 37 yaşıma kadar sık sık ziyaret ettiğim, benim temelimi atan bu coğrafyanın halkıydı. İyisiyle kötüsüyle benim özümdü bu halk, bu kültür. Dilimdi, inancımdı; adetlerim, alışkanlıklarım, sevdiğim yemeklerdi; ne kadar değişmiş olsam da, beni ben yapandı.

Şimdi bu halktan binlercesi, bebeğiyle, yaşlısıyla, garibanıyla enkaz altında can verdi; binlercesi hâlâ enkaz altında. İçimde sözlere sığmayacak bir üzüntü var. O soğukta cansız bedenleri, onların etrafında ağlayanları, enkaz altında bedenleri soğuyup nefesleri kalmayanları düşünüyorum… Her ölüm erken, her ölüm acıdır. Ama bu ölümler içimi çok acıtıyor. Üzüntüm hadsiz. Bu deprem beni de yıktı, ve kendi enkazımdan çıkmaya çalışıyorum.

Ama üzüntüm kadar kızgınlığım da var. Bu deprem göz göre göre geldi. Daha dün Şili’li bir doktora öğrencisiyle konuştum. Bizde en son 8.3 şiddetinde deprem olduğu zaman sadece 1 bina yıkıldı dedi. Ben de bunu duyunca yıkıldım… Dolayısıyla katiller dolaşıyor aramızda. Çimentodan, demirden çalan veya işini sağlam yapmayan mütahitler… İnşaatlarda deprem yönetmeliğini uygulatmayan ve deprem sonrası hazırlıklarını yapmayan yetkililer… Makus tarih tekerrür eder, biliyorum ki bunlar hesaplarını adalet önünde vermeyecekler. Bu durumun kızgınlığımı daha da arttırıyor.

Ve iktidar… 20 senedir başımızda olan iktidar; o hep kibirle konuşan, hep haklı olan, hep mağdur olan, hep vaat edip vaatlerini yerine getirmeyen, hep bahane bulan, hep sadece kendini düşünen iktidar… Bu iktidar, 20 senedir depreme bir hazırlık yapmadığı gibi, deprem sonrasında ölen, can çekişen, perişan olan halkı için yapması gerekeni yapmadı/yapamadı. Büyük boşlukları doldurmak halka, halkı mobilize ve organize edebilenlere, sivil toplum kuruluşlarına kaldı. Çok daha hızlı ve düzenli müdahale edilebilirdi, edilemedi. Zaten kızgındım bu mağrur muktedirlere, ama artık çok kızgınım.

Ama inanıyorum, kurtulacağız bu iktidardan, az kaldı. Önce deprem yıkıkları altında olanları çıkartalım, hayatta olanların yaralarını saralım. Sonra hep beraber bu enkazı, bu harabeyi kaldıracağız, daha güzel günler inşa etmeye başlayacağız. İnşallah.

-İsa Hafalır



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski