Öncelikle hepinizin Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyorum arkadaşlar. Umarım bayramınız ve sonrası yaşamınız gönlünüze göre, huzurla, güzellikle, mutlulukla geçer. Bayramlar güzel şeyler, insan etrafıyla beraber mutlu oluyor. Unutuyor biraz dertlerini; büyüklerini, küçüklerini görüyor, bayramlaşıyor; güzel şeyler düşünüyor ve konuşuyor. Seviyorum bayramları, sevelim bayramları.
Evet, inanıyorum, baharlar gelecek. Anket şirketi sahibi değilim, ne zaman gelecek, 14 Mayıs seçiminin sonucu ne olacak bilemem; ama umut ediyorum ve inanıyorum ki baharlar gelecek. Şunu da biliyorum, Erdoğan ve AKP'nin gitmesi baharların gelmesi için yeter şart olmasa da, en azından gerek şarttır.
Evet, siyasal İslamcılık, miadını doldurmuştur; moderniteye ve globalleşen dünyanın getirdiklerine yenilmiştir, ve aslında sadece defnedilmeyi bekleyen bir mevta gibidir. Siyasal İslamcılar, o sığ bakışlarını tüm topluma dikte etmeye çalıştıkça gerçek yüzleri ortaya çıktı. Gücün sahibi olmalarıyla arsızlaştılar, içlerinde iyilik ve güzellik vardıysa da, onlar da bozuldu. Zorlu zamanlardan geçmiş olsak da bu durumun böyle olması, gelecek itibariyle, hayırlı ve güzel oldu bence.
O yüzden baharların geleceğine inanıyorum. Bahar nedir? İnsanın içine neşe ve huzur veren, insanın kendini özgür hissettiği, istediğini yapabileceğini hissettiği güzel bir mevsimdir. Peki bizim baharımız ne? Aslında bireyler ve toplum olarak ihtiyacımız olan şey o kadar basit ki: bireysel özgürlük ve toplumsal adalet. Bunların önemini anladığımız bir on yıldan geçtik. Refah, liyakat, kardeşlik, huzur da çok büyük darbeler aldı, ama temelinde özgürlük ve adalet eksikliği vardı bunların.
Tabularımız, dar görüşlülüklerimiz, insanı sadece insan gibi göremememiz gibi büyük sorunlarımız var; ve elbette toplumsal dönüşümler çok vakit alırlar. Ama uzaktan gözlemlediğim kadarıyla, büyük bir dönüşüm gerçekleşiyor. O yüzden mükemmel bir bahar olmasa da, en azından şu son on yılın kara kışından çok daha güzel bir bahar geleceğine inancım var.
Hiçbir grubun mensubu veya destekçisi olmadığım gibi, hiçbir siyasi partinin mensubu veya destekçisi değilim. Ama yiğidi öldür, hakkını ver. Bence Kılıçdaroğlu çok büyük işler başardı. Dünya görüşleri birbirinden çok farklı partileri, insanları tek çatı altında toplayabildi, ve bunu yumuşak bir dil ve genel olarak menfi yerine müspet hareketle başardı. Riskler aldı, ve mevcut şartlarda gayretleri ve verdiği kararlar bence genel olarak çok doğru.
Daha yeni paylaştığı “Ben Aleviyim” videosu mesela, paradigma değiştirici bir paylaşım bence. Ne önemi var yöneticilerin şu veya bu görüşten, dinden, mezhepten, ırktan olduğunun? Önemli olan onların ne vadettiği ve yapacağı, ahlakları, dürüstlükleri değil mi? Bence şu an insanların büyük kısmı bunu anlıyor. En azından on sene öncesine göre çok daha fazla kişi anlıyor, ve bu çok iyi bir şey.
Bayram arifesinde gece yarısı yazıyorum bu yazıyı, çok uzatmak istemiyorum. İsterseniz yazdıklarıma bir hüsnü kuruntu olarak bakın. Ben kışın bitmek üzere olduğuna neredeyse eminim, ama ispat edemem.
Selamlar,
-İsa Hafalır
