Baharın muştusu, Günler Baharı Soluklarken, Özlenen Günler yakın…
Gülen cemaati yıllarca tabanını bu masalla uyuttu ve büyüttü.
O günlerde cemaatin içinde olan ben ne yaptım?
Bir anekdotla anlatayım,
Bir gün Kızılcahamam’da kamptayız. Büyük abiler seminer veriyorlar. Prof. Davut Aydüz konuşmasının bir yerinde “Özlenen, beklenen bahar yakın” dedi. Ben de seminer sonrası sordum,
Abi,
Bu baharı bir tarif eder misiniz?
Bahar geldiğinde, rejimin adı ne olacak,
Demokrasi mi, Şeriat mı?
Hilafet mi olacak,
Halkın dinden uzak olanları dindar mı olacak,
Türkiye çağ mı atlayacak,
…
Prof. Aydüz’e sorduğum bu soruyu belki en az 20 “Abi’ye” sormuşumdur.
Sorarken amacım öğrenmek değildi, amacım onlara bilmediklerini öğretmekti.
Sohbetlerinde “Baharı” kullanan ama baharın tarifini yapan görmedim.
Aslında bunu yazı konusu yapmayacaktım ama benzer ifadeyi geçenlerde cemaat tabanından biri yine kullandı.
Bu vesileyle Tayfun Tuna’ya Prof. Aydüz’e sorduğum soruları sorayım.
Varsa bir cevabı gerçekten duymak isterim.
Cemaatin yaşadığı ağır sürecin ardından tabana hala “bahar çiçekleri” metoforu üzerinden ümit vermesinin iki karşılığı vardır:
Ya bunca yaşanandan sonra baharın geleceğine olan inançları hiç sarsılmamış,
Ya da tabana yaşadıkları acıları unutturmak için masal anlatmaya devam ediyorlar.
Aslında bu yazıyı yazma sebebim Tayfun Tuna değildi.

1 Şubat günü İhsan Şenocak şöyle bir twit attı.
İhsan Şenocak’a sormaya gerek yok. Sohbetlerine baktığımızda onun bahar tarifi belli.
Şeriat gelecek,
Halife olacak,
Hanefi mezhebi üzerinden ehl-i sünnet ve’l-cemaat çizgisi takip edilecek,
Namaz kılmayan dövülecek tövbe etmezse öldürülecek,
Dinden dönen/mürted öldürülecek,
İnsanlar Lailahe illallah diyene kadar savaşılacak,
…
Buna bahar mı denir, yoksa kara kış mı?
Onların beklediği bahar İslam’ın kara kışı olacak.
Işid gibi örgütlerin sayısı artacak,
Onların tarif ettiği baharda münafık sayısı artacak,
Deist ve ateist sayısı artacak,
….
Bir de bahar meteforu kullanmayıp “Allah nurunu tamamlayacak” diyenler var.
Onların örneğini de Muhammed Emin Yıldırım Hoca bir sohbeti üzerinden vereyim. (Link)
Bu ve benzeri hocalar Allah nurunu tamamlayacak derken Kur’an’da şu ayete atıfta bulunurlar.
"Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır."(Saff, 61/8)”
Bu ayet, Peygamber Efendimizin 23 yıllık peygamberlik sürecinde Uhud savaşı sonrasına yani 16 veya 17. yıla denk gelen ayetlerden biri.
Süreç devam ederken Allah müminlere müjde veriyor. İniş sırasında 23 yıllık sürecin son surelerinden biri olan Maide sûresinde şöyle deniyor:
“…Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim… (Maide 3)”
Tamamlanacak “Nur”dan kastın vahiy ve İslam olduğu konusunda müfessirler ittifak halindedir. Zaten Maide 3. Ayette ne kast edildiği de anlatıyor.
Ayetin konsepti böyleyken, ayette geleceğe yönelik sübut-i zanni, ve delalet-i zanni bir işaret bile yokken, yani zamana ve mekana yönelik zanni bir delil bile yokken, ayeti “Allah nurunu tamamlayacak” diye günümüze taşımak zorlama bir tevil olur.
Hadi Muhammed Emin Yıldırım Hoca’nın dediği gibi olduğun varsayalım yukarıda sorduğumuz soruları tekrar soralım.
Sonuç cümlesi olarak şunları söyleyeyim. Rabbim onların beklediği gibi bir bahardan ve Nur tamamlamadan ümmet-i Muhammedi korusun.
Günümüz dünyasında baharın ve tamamlanmış nurun tarifini bu sitede 5 serilik bir yazıda anlatmaya çalıştım.
Bana göre en hayırlı baharın tarifi şudur:
• Müslümanlar hukukun üstünlüğü endeksinde en üst sırada olan demokratik ülkelerin modellerini kendi ülkelerine taşıyacak,
• Bütün inançlara eşit mesafe duran bir devletin bireyleri olacak,
• Hiçbir şekilde inanç üzerinde baskı yapılmayacak,
• “İman ettim” deme özgürlüğü kadar, “inkar ettim” deme özgürlüğü de olacak,
• Hadis-i şerifler hiçbir şekilde dinin ikinci kaynağı olarak kullanılmayacak,
• Mezheplerde hadis referanslı bütün helal-haram hükümleri devre dışı kalacak…
…
Ben varlığımı böyle bir bahara adadım…
İhsan Şenocak ve diğerlerinin beklediği bahar, mevcut kışı karakış yapacak, var olan Suud’un ve İran’ın yanına bir kötü örnek daha koyacak.
Bir kere daha Allah öyle bir bahardan bütün Müslümanları korusun,
Ha bu arada unutmadan yazayım,
Eğer yukarıda ismini verdiği kişilerden veya onların muhiplerinden bahar tarifi gelirse öğrenmek isterim..
Deniz Tavacı
Gülen cemaati yıllarca tabanını bu masalla uyuttu ve büyüttü.
O günlerde cemaatin içinde olan ben ne yaptım?
Bir anekdotla anlatayım,
Bir gün Kızılcahamam’da kamptayız. Büyük abiler seminer veriyorlar. Prof. Davut Aydüz konuşmasının bir yerinde “Özlenen, beklenen bahar yakın” dedi. Ben de seminer sonrası sordum,
Abi,
Bu baharı bir tarif eder misiniz?
Bahar geldiğinde, rejimin adı ne olacak,
Demokrasi mi, Şeriat mı?
Hilafet mi olacak,
Halkın dinden uzak olanları dindar mı olacak,
Türkiye çağ mı atlayacak,
…
Prof. Aydüz’e sorduğum bu soruyu belki en az 20 “Abi’ye” sormuşumdur.
Sorarken amacım öğrenmek değildi, amacım onlara bilmediklerini öğretmekti.
Sohbetlerinde “Baharı” kullanan ama baharın tarifini yapan görmedim.
Aslında bunu yazı konusu yapmayacaktım ama benzer ifadeyi geçenlerde cemaat tabanından biri yine kullandı.
Bu vesileyle Tayfun Tuna’ya Prof. Aydüz’e sorduğum soruları sorayım.
Varsa bir cevabı gerçekten duymak isterim.
Cemaatin yaşadığı ağır sürecin ardından tabana hala “bahar çiçekleri” metoforu üzerinden ümit vermesinin iki karşılığı vardır:
Ya bunca yaşanandan sonra baharın geleceğine olan inançları hiç sarsılmamış,
Ya da tabana yaşadıkları acıları unutturmak için masal anlatmaya devam ediyorlar.
Aslında bu yazıyı yazma sebebim Tayfun Tuna değildi.

1 Şubat günü İhsan Şenocak şöyle bir twit attı.
İhsan Şenocak’a sormaya gerek yok. Sohbetlerine baktığımızda onun bahar tarifi belli.
Şeriat gelecek,
Halife olacak,
Hanefi mezhebi üzerinden ehl-i sünnet ve’l-cemaat çizgisi takip edilecek,
Namaz kılmayan dövülecek tövbe etmezse öldürülecek,
Dinden dönen/mürted öldürülecek,
İnsanlar Lailahe illallah diyene kadar savaşılacak,
…
Buna bahar mı denir, yoksa kara kış mı?
Onların beklediği bahar İslam’ın kara kışı olacak.
Işid gibi örgütlerin sayısı artacak,
Onların tarif ettiği baharda münafık sayısı artacak,
Deist ve ateist sayısı artacak,
….
Bir de bahar meteforu kullanmayıp “Allah nurunu tamamlayacak” diyenler var.
Onların örneğini de Muhammed Emin Yıldırım Hoca bir sohbeti üzerinden vereyim. (Link)
Bu ve benzeri hocalar Allah nurunu tamamlayacak derken Kur’an’da şu ayete atıfta bulunurlar.
"Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır."(Saff, 61/8)”
Bu ayet, Peygamber Efendimizin 23 yıllık peygamberlik sürecinde Uhud savaşı sonrasına yani 16 veya 17. yıla denk gelen ayetlerden biri.
Süreç devam ederken Allah müminlere müjde veriyor. İniş sırasında 23 yıllık sürecin son surelerinden biri olan Maide sûresinde şöyle deniyor:
“…Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim… (Maide 3)”
Tamamlanacak “Nur”dan kastın vahiy ve İslam olduğu konusunda müfessirler ittifak halindedir. Zaten Maide 3. Ayette ne kast edildiği de anlatıyor.
Ayetin konsepti böyleyken, ayette geleceğe yönelik sübut-i zanni, ve delalet-i zanni bir işaret bile yokken, yani zamana ve mekana yönelik zanni bir delil bile yokken, ayeti “Allah nurunu tamamlayacak” diye günümüze taşımak zorlama bir tevil olur.
Hadi Muhammed Emin Yıldırım Hoca’nın dediği gibi olduğun varsayalım yukarıda sorduğumuz soruları tekrar soralım.
Sonuç cümlesi olarak şunları söyleyeyim. Rabbim onların beklediği gibi bir bahardan ve Nur tamamlamadan ümmet-i Muhammedi korusun.
Günümüz dünyasında baharın ve tamamlanmış nurun tarifini bu sitede 5 serilik bir yazıda anlatmaya çalıştım.
Bana göre en hayırlı baharın tarifi şudur:
• Müslümanlar hukukun üstünlüğü endeksinde en üst sırada olan demokratik ülkelerin modellerini kendi ülkelerine taşıyacak,
• Bütün inançlara eşit mesafe duran bir devletin bireyleri olacak,
• Hiçbir şekilde inanç üzerinde baskı yapılmayacak,
• “İman ettim” deme özgürlüğü kadar, “inkar ettim” deme özgürlüğü de olacak,
• Hadis-i şerifler hiçbir şekilde dinin ikinci kaynağı olarak kullanılmayacak,
• Mezheplerde hadis referanslı bütün helal-haram hükümleri devre dışı kalacak…
…
Ben varlığımı böyle bir bahara adadım…
İhsan Şenocak ve diğerlerinin beklediği bahar, mevcut kışı karakış yapacak, var olan Suud’un ve İran’ın yanına bir kötü örnek daha koyacak.
Bir kere daha Allah öyle bir bahardan bütün Müslümanları korusun,
Ha bu arada unutmadan yazayım,
Eğer yukarıda ismini verdiği kişilerden veya onların muhiplerinden bahar tarifi gelirse öğrenmek isterim..
Deniz Tavacı
Twitter: @DenizTavac
